DOLAR 32,5532
EURO 34,9382
ALTIN 2450,547
BIST 9716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Borsada yatırımcının gerçeklik algısı ve mağara alegorisi…

01.03.2021
A+
A-

“Bir grup tutsak doğdukları zamandan itibaren bir mağaraya kapatılmışlardır. Sırtları mağaranın girişine dönük bir şekildedir ve kafalarını oynatamazlar. Bundan dolayı da dışarıda var olan dünya hakkında hiçbir bilgileri yoktur. Ara sıra mağaranın yakınlarından geçen insanların ya da başka şeylerin gölgeleri, esirlerin bakmış oldukları duvarlara yansır ve onların sesleri mağaranın içinde yankılanır. Tutsaklar gördükleri bu yansımaları isimlendirir ve kendilerine göre sınıflandırırlar. Bu isimlendirme ve sınıflandırmaları gerçek oluşlarını algıladıklarını inanarak yaparlar.

Bir gün, bir anda tutsaklardan biri serbest bırakılır ve dışarıya çıkmasına izin verilir. Işık, hayatında ilk defa dışarı çıkan tutsağın gözlerini acıtır ve bu yeni ortamı kafa karıştırıcı bulur. Bu tutsağa, etrafında gördüğü şeylerin aslında gerçek, gölgelerin ise bu gerçeğin yansımaları olduğu söylendiği zaman buna inanmakta zorlanır. Neredeyse körlük yaşar.

Gerçeğin yansıması olan gölgeler ona çok daha net gözükmektedir. Fakat zaman içerisinde yavaş yavaş gözleri bu yeni duruma adapte olmaya başlar ve sudaki yansımaları bile görebilir hale gelir. Artık nesnelere direkt olarak bakabilmektedir. Tutsak bu keşfini paylaşmak için mağaraya tekrar geri döner fakat artık karanlığı unutmuştur ve duvardaki gölgeleri görmekte zorlanır. Diğer tutsaklar, bu yolculuğun onu delirttiğini ve kör ettiğini düşünürler.

Serbest bırakılan tutsak, mağarada esir tutulanlara gerçekliği ne kadar anlatmaya çalışsa da kabul ettiremez. Çünkü mağaradaki tutsaklar, serbest bırakılan tutsağın bu söylediklerine inanmaya ve onun tarafından özgür bırakılma çabalarına şiddetli bir şekilde direnirler.” (Gendler, TEDed)

Borsada yatırımcının gerçeklik algısı ve mağara alegorisi…

“Ey Atinalılar! Beni dinsizlikle suçluyorsunuz; oysa bilgisizlik daha büyük bir günah değil midir?” diye soran Yunan Filozofu Sokrates, Atina’nın geçirdiği çalkantılı siyasal yaşamın ardından yeniden yapılanma sürecinde oluşturduğu felsefi sistem pek çok kişiyi rahatsız etmiş ve nihayetinde Euthyphron tarafından Sokrates dinsizlikle suçlamıştır. Sokrates’in gençlere kötü örnek olduğunu söyleyerek onu sosyal düzeni bozduğu için karar verici 500’ler Meclisi tarafından suçlu bulmuştur.

Sokrates’ten özür dilemesi ve davranışını değiştireceğini beyan etmesi istenmiştir. Ancak Sokrates ne olursa olsun felsefi yönetimini uygulamayı sürdürmeyi bırakmayacağını söyleyerek yargılandığı davadan o meşhur savunmasını yapmış ve felsefi bir argüman sunmuştur. Bu argümandan sonra ise hükümet Sokrates’i idama mahkûm etmiştir.

Sokrates kendisini idamdan kurtarabilecek önerileri kabul etmemiş ve baldıran otu zehri bulunan kadehi içerek idam cezasını kabul etmiştir. Sokrates’in öğrencisi olan Platon ise Sokrates’in sağlıklı ve mutlu bir toplum hayatı için düşündüğü devlet modelini anlatan “Devlet” eserini yazmıştır. Bu eserin yedinci kitabında Platon yukarıda bahsi geçen “Mağara Alegorisini” anlatır.

“Mağara Alegorisini” nedir?

Mağara, yeraltı uçurumu anlamına gelen megara kelime kökünden türemiştir. Mitolojilerin, kadim ve semavi dinlerin en önemli simgelerinden biridir. Çünkü ana rahminin, ölüler dünyası ile yaşam arasındaki köprünün simgesidir.

Konfor alanını terk edip, yeni bir dünyaya gözlerini açmak bir bebek için ne kadar zorlu bir yolculuk ise Mağara Alegorisinde bahsi geçen tutsaklar için de bulundukları yeri terk etmek ve kendi kurdukları bir gerçeklik dışında yeni bir gerçeklik kabul etmek bir o kadar zorlu bir yolculuktur. Bu yüzden de bu alandan çıkmak istemezler ve insanların birçoğu cahillikleriyle o mağarada rahattırlar. Gerçekliğin, gördükleri yansımalar olmadığını belirten insanlara karşı ise düşmanca bir tavır sergileyerek, sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını savunurlar. Mağara Alegorisinin anlatmaya çalıştığı şey de işte budur; gerçekliğin ve gerçekliğin bozulmuş yansımalarının iç içe geçme durumu.

“İmgeler gerçekliği maskelemektedir”

Sosyolog Jean Baudrillard der ki; imgeler gerçeği maskelemektedir. Yani gerçeklik kavramı, ideolojik, medyatik ve söz bilimsel sistemler kullanılarak perdelenebilmektedir. Gerçekliğin perdelenmesiyle birlikte ise mutlak gerçeklik mutlak sahteye dönüşmeye başlar. Gerçekliğin bu dönüşümü için dört düzey gerekir. İlk düzeyde her imge saltık gerçeği yansıtırken ikinci düzeyde imgeler gerçeği maskelemeye başlar. Üçüncü düzeyde ise toplum gerçeklik arayışından ve gerçeklik ihtiyacından koparılmıştır bu yüzden imgeler “gerçeğin yokluğunu” maskelemeye başlar ve insanlar gerçek ile yaratılan simülasyonu ayırt edemezler.

En tehlikeli düzey olan dördüncü düzeyde imgelerin artık gerçeğin kökeniyle bir ilgisi kalmamıştır. Bu şekilde yeniden üretilen bir “hipergerçeklik” kavramı ortaya çıkar. Yaratılan bu hipergerçeklikle eskimekte olan sistemlerin veya ideolojilerin üzeri kapatılmaya çalışılır. Ancak ne kadar kapatılmaya çalışılsa da kapanan sistem çürümeye devam eder. İlerleyen zamanda ise hem gerçeklik hem de hipergerçeklik işlevsiz hale gelir. Yeni gerçekliğe hoş geldiniz ya da Matrix filminde Antik Yunan Düşler Tanrısı olan Morpheus’un ana karakter olan Neo’ya uyanırken söylediği şekliyle “Gerçekliğin çölüne hoş geldiniz”.

Borsada yatırımcının gerçeklik algısı ve mağara alegorisi…

Çinliler birisine beddua etmek istediği zaman “Umarım ilginç bir çağda yaşarsın” derler. Gerçekliğin çölü bir anlamda ilginç çağlardan birisidir. Çünkü bu çölde gerçek mi görüntünün, görüntü mü gerçeğin bir yansımasıdır bilinmez diğer bir anlamda doğal ve yapay arasındaki ayrıma anlam verebilme yetisi tamamen yitirilmiş durumdadır. Sorun artık bir taklit veya bir kopya sorunu değil, gerçeğin yerini gerçek imgesinin alma sorunudur. Maskeler vardır fakat maskelerin altında artık bir gerçeklik kalmamıştır.

Peki, sizler yatırımcı olarak bu gerçeklik çölüne hiç uğramadığınızı söyleyebilir misiniz? Basitçe başlarsak, her gün bir şeyler tüketiyoruz. Tükettiğiniz bu ürünlerin gerçek hayat ile nasıl bir bağlantı içerisinde olduğunun farkında mısınız? Örneğin her gün tükettiğiniz kahvenin, çikolatanın ya da zamanınızın gerçek hayatla nasıl bir bağlantı içerisinde olduğunu biliyor musunuz? Ne yazık ki birçok tüketicinin tüketimi nasıl yaptığına ilişkin bir fikri bulunmuyor ancak bir nedeni olduğuna inanıyor. Çünkü günümüzde tüketim kavramı ihtiyaçları karşılamak amacından çok daha öteye geçerek; bireyleri tanımlama biçimine dönmüş durumda. Neden içildiği bilinmeyen kahveler, kullanılmayan eşyalar, okunmayan kitaplar, sadece almak için alınmış hisse senetleri…

Neden yatırım yapıyorsunuz?

Yatırımcılara, ”neden yatırım yapıyorsunuz?” sorusu yöneltilse; dolaylı ya da doğrudan “para kazanmak için” cevapları gelir. “Neden” sorusuna verilen cevaplar kolaydır, çünkü yatırımcı hisse senetlerini ya da diğer yatırım araçlarına yatırım yaparken bir nedene inanmıştır. Ancak soru kalıbını “neden” den “nasıl”a çevirirsek cevaplar karışmaya başlayacaktır.

Her gün çikolata tüketen biri, çikolatanın ebegümecigiller familyasındaki kakao bitkisinden üretildiğini bilmeden nasıl tüketiyorsa, yatırımcı da yatırım yaptığı hisse senetlerinin hangi sektörde, hangi üretimi yaptığını bilmeden işlem yapmaktadır. Yatırımcıların birçoğu parasını yatırarak karına ve zararına ortak olduğu şirketlerin kart bilgisini okumayı, bilançosuna bakmayı zaman kaybı ya da gereksiz bir detay olarak görmektedir.

Yatırımcının gerçeklik çölü de burada başlamaktadır. Çünkü şirketlerin temel analizleri ve bilgi kartları ideolojik, medyatik veya söz bilimsel sistemler kullanarak perdelenebilmektedir. Sürdürülebilirlikten uzak bilançolar açıklamasına rağmen hızlı yükselişi olan hisse senetlerinde kolay ve kısa yoldan para kazanabilmek amacıyla işlem yapmışsınızdır ya da günün yükselen hisselerine baktığınız zaman o hisselerden bazılarına denk gelmişsinizdir. Eğer yatırımcı gerçekliğe bakıyor olsa o hisse senedine yatırım yapmayacaktır ancak yatırımcının baktığı şey fiyat hareketlerinin ortaya çıkarmış oluğu bir simülasyondur.

Borsada yatırımcının gerçeklik algısı ve mağara alegorisi…

Genellikle bu hisselerde ilk fiyatlamalar ilk düzeyi temsil etmektedir, hisse senedinin her fiyatı şirketin saltık gerçeklik durumunu yansıtır, fakat zamanla hisse senedinin fiyatları veya çıkan dedikodular şirketin gerçek durumunu maskelemeye başlar. Üçüncü düzeyde ise yatırımcı gerçeklik arayışından ve gerçeklik ihtiyacından kopmuştur.

Hisse senetlerinde sert düşüşler olmadığı sürece gerçeklik perdesini aralamak bile istemez. Son düzeyde ise hisse senedinin fiyatlarının gerçeklik ile bir ilgisi kalmamıştır artık yatırımcı sadece fiyatlar ve dedikodularla yaratılmış hipergerçekliğe inanmaktadır. Bu yüzden riskli hisselere yatırım yapan yatırımcılar o hisse senetleri borsa kotundan çıktıklarında şaşırıp öfkelenebiliyorlar çünkü onların gerçekliğinde böyle bir şey yoktur. Çünkü onların gerçeklik diye baktığı fiyat simülasyonunda hep yükselen fiyatlar ve sonsuz düzeyde hesaplanan kâr beklentileri vardır.

Mağara alegorisi ve yatırımcı davranışı

Mağara alegorisindeki tutsaklar nasıl sadece yansımaları görüp zaman içerisinde onu gerçeklik noktasına koyuyorsa, gerçeklikten uzak işlem yapan her yatırımcı da mağara alegorisindeki tutsaklar gibi sadece kendisine yansıyan yansımaları gerçek sanmaktadır. Mağaradaki insanlar için gerçeklik, bir yansımadan yaptıkları yorumlamalardır. Yansıma zaten gerçeğinden farklılaşmış, bozulmuş, biçim ve detay kaybetmiştir. Üstüne gölgeler, mağaradakilerin yorumları neticesinde bir gerçekliğe bürünür. Bunların sonunda, gerçek nesneyle mağaradakilerin kurduğu gerçeklik arasında hiçbir benzerlik bulunmayabilir.

Borsa’da şirketlerin gerçekliğine “kör olma” pahasına bakma cesareti göstermezseniz, sadece yansımalardan yaptığınız yorumlamalar ile kendi gerçekliğinizi inşa edersiniz. Bu yansımalar, medyadaki haberler, başka yatırımcıların önerileri, haber kaynaklarından duyduklarınız olabilir. Ancak bu duyulanların bir yansıma olduğu unutulmamalıdır. Kaldı ki, bunun üstüne bir de yapılan yorumlar katılır.

Borsada yatırımcının gerçeklik algısı ve mağara alegorisi…

Günün sonunda şirkete ilişkin kurulan gerçeklik, şirketin kendi gerçekliğinden çok uzak bir yerde bulunabilir. Çoğu insan, bırakın şirkete ilişkin verileri, haberlere yani bir yansımaya dahi bakmadan sadece yorumlara göre hareket eder. Gerçekliğin inşasında da bir katkısı yoktur artık. O yatırımcılar kendisinden başka insanların yansımalardan yola çıkarak oluşturdukları gerçekliği doğru olarak kabul edendir. Gerçekliğe yakınlık konusunda mağaradaki insanlardan daha eksiktir.

Bu eksiklikle borsada işlem yapmak ise portföyünüz için çok iyi olmayacaktır.

Nietzche demiştir ki; “Şüphe değil, kesinliktir insanı deli eden… Doğrudan korkarız hepimiz…” İşte bu korkudan dolayı da insan zamanla hem kendine, hem birbirine hem de gerçeklere karşı yabancılaşmaya başlamaktadır. Bu yüzden de hipergerçeklik çağı ortaya çıkmıştır ki bu, gerçekliğin korkusundan daha büyük sorun yaratan bir şeydir. Çünkü ortada gerçekten daha gerçek gibi görünen bir şey vardır artık. Peki, siz gerçekten bir gerçekliğe mi yoksa onun yansımasına mı bakıyorsunuz?
Cemre,

Kaynaklar:
Baudrillard, J. “Simülakrlar ve Simülasyon”
KÜÇÜK, M. Mitolojiden İkonografiye Türkiye’nin Turistik Dinî Mekânları:
“Mağaralar”
http://www.phil.bilkent.edu.tr/index.php/fotografin-arkasindaki-hikaye-sokratesin-olumu/
https://ed.ted.com/lessons/plato-s-allegory-of-the-cave-alex-gendler

YASAL UYARI

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.


YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.