DOLAR 34,263
EURO 37,3435
ALTIN 2908,997
BIST 8699,19
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Yeni Moda : Minimalizm, herkes 100 eşyayla mı yaşayacak?

01.11.2019
A+
A-

Az çoktur.

Hayatınızdan sizi mutlu etmeyen şeyleri çıkarın.

Eşyalara değil, deneyimlere yatırım yapın.

Eğer bu 3 cümleden birini son dönemde duyduysanız siz de minimalizm konusuna az ya da çok aşinasınız demektir.

Temelini kişiye yetecek kadar az ve öz eşyayla huzurlu bir şekilde yaşamak üzerine kuran minimalizm akımı özellikle son 3-4 yıldır ülkemizde büyük bir merak uyandırdı. Gün geçmiyor ki içinde minimalizm ya da sade geçen yeni bir hesap açılmasın. Bu hesapların geneldeki amaçları kendi sadeleşme süreçlerinin güncesini tutmak.

İstif Çağı isimli kitabında James Wallman minimalizmin insanları çok kısıtladığından ve sıktığından bahsediyor. Bence bu görüş, dünyada öne çıkan minimalistlerin bazılarının kendi hayat seçimlerinden kaynaklanıyor. Benim kendi görüşümde kişinin kendini doğru incelemesi ve kendi ihtiyaçlarına sayılardan kurallardan bağımsız olarak karar vermesi var. Ama okuduğum izlediğim uç örnekleri de ilham verici buluyorum. Çünkü onlar en zorun, en inanılmazın mümkün olduğunu gösteriyorlar. Siz de onlara bakınca, eğer onlar bunu başardıysa ben neden bir adım atamayayım ki diye soruyorsunuz.

Eğer siz de minimalizme ilgi duyuyorsanız dünyadan derlediğim bu meydan okumaların size ilham vereceğini umuyorum.

Öncelikle 100 eşya meydan okumasından bahsetmek istiyorum. Dave Bruno bundan 6-7 yıl önce The Guy Named Dave isimli sitesinde 100 eşya ile nasıl yaşadığını herkese paylaştı. Bundan ilham alan birçok kişi eşyalarını saydı, hatta eşyalarını aynı Dave gibi 100 adete indirebilmek için büyük çaba gösterdi. Hatırlayanlar olacaktır, 2011 yılında bütün eşyalarını satıp, tiny house dediğimiz küçük eve taşınan bir çiftin hikayesini anlatan bir e-posta vardı, herkes birbirine o maili iletiyordu. İşte bu çift de Dave Bruno’nun blogunu okumuş ve yaşadıkları hayattan ne kadar sıkıldıklarını, ne kadar tüketime bağımlı olduklarını fark edip bütün eşyaların kimisini satıp kimisini bağışlayıp küçük bir eve taşınmışlardı.

Peki size “6 Piece Challenge” desem? Yani 6 tane kıyafetle 1 ay geçirmek.

İnanılmaz! Videosunu ilk gördüğümde gerçekten kendi kendime ”Bu nasıl olabilir?” dedim. Bir insan sadece 6 tane kıyafet giyip nasıl 1 ay dayanabilir? İngiltere’de yayılan bu meydan okumaya katılanlar bu düşüncemi çürüttü. Hatta bu denemeye katılan kadınlardan biri şunu söylüyordu:

”1 aydır aynı kıyafetleri giyiyorum ama kimse farkında bile değil. Bu kadar sık çamaşır yıkamak zorunda olmasam sonsuza kadar devam edebilirim.”

Gelelim Uniform Project’e. Sheena Matheiken’in Bombay’daki çocuklar hakkında farkındalık yaratıp onlar için bağış toplamayı amaçladığı bu projede Sheena 1 yıl boyunca aynı siyah elbiseyi giydi. Elbise, yeri geldiğinde gömlekle, altına pantolonla kombinlenebiliyordu. Sheena aynı elbiseyi sadece aksesuarları değiştirerek tam 1 yıl boyunca her gün giydi. Proje o kadar ilgi uyandırdı ki Sheena’ya bir yerden sonra sürekli aksesuarlar gelmeye başladı. Dünyanın birçok yerinden birçok insan ona şapkalar, fularlar, broşlar yolluyordu. Ve Sheena her gün o elbiseyle bir fotoğraf çekti ve projenin sonunda bu fotoğraflardan oluşturduğu videoyu herkesle paylaştı. Daha sonra TED konuşmalarına da davet edildi, o elbisenin kalıbı internet sitesinde yayınlandı, arkasından bunu yapan birçok kişi oldu. Bu challenge’ta Sheena birçok kişinin yapmaya cesaret edemeyeceği bir alana adım atmış oldu.

Yine aynı dönemlerde tüketime dikkat çekmek amacıyla Amerika’da yeni bir meydan okuma başladı. Adı American Apparel Diet olan bu harekette amaç 1 yıl boyunca hiçbir kıyafet almamaktı. Bu kısıtlamaya tabii ki zamanı geldiğince yenilemek zorunda olduğumuz iç çamaşırı çorap gibi eşyalar dahil değildi. 1 yıl süren bu meydan okuma gerçekten birçok kişiyi düşündüğünde bile dehşete uğrattı. Bundan birkaç sene önce ise Türkiye’de Boğaziçi Üniversitesi’nden Selma Hekim benzer bir şeyi kendi yaptı ve blogunda 1 sene boyunca anlattı. Okuduğumuzda Selma Hanım’ın bütün bir yıl sadece telefonu için bir şarj kablosu, kendi için bir tane takı ve bir de bittiği için sabun aldığını öğreniyoruz. Selma Hanım sadece kıyafetle sınırlandırmamış bu deneyi, daha geniş olarak zorunlu şeyler hariç (gıda gibi) her şey üzerine kurgulamış. Katıldığı bir Tedx konuşmasında Selma Hekim: ”Bu süreçte bir şeyi eskitene kadar kullanmanın tamir ettirmenin, kendin onarmanın, bir şeyleri üretmenin, paylaşmanın değerini anladım.” diyor.

Şimdi gelelim kıyafetlerle ilgili başka bir meydan okumaya: ”Project 333”. Amaç; kıyafet ve ayakkabıdan oluşan 333 parça eşyayla 3 ay geçirmek. #project333 etiketiyle Instagram’da arama yapacak olursanız bu meydan okumaya katılan ve kendi kapsül gardıroplarını paylaşan birçok kişiyi görebilirsiniz.

{youtube}https://youtu.be/MYkxBkqUkuQ{/youtube}

Son olarak ise ”The Reverse 100 Thing”ten bahsetmek istiyorum. Ben 100 eşyayla yaşamam, benim için çok zor diyenlere en azından hayatından 100 tane eşyayı çıkar demişler ve ”The Reverse 100 Thing” projesi ortaya çıkmış.

Yazıyı kapatırken orijinali The Minimalists’e ait olan ama benim uyarladığım #turkisiminsgame‘i de paylaşmak istiyorum. 1 ay süren bu meydan okumada amaç o ay boyunca her gün o gün ayın kaçı ise o adette eşya azaltmak. 31 gün süren bir ayda 496, yani nerdeyse 500 eşya demek bu. Kendi azaltma oyunumu başlattığımda benim için en zorlu olacak yerin gardırop olduğunun farkındaydım. Gerçekten de elediğim eşyaların en büyük kısmını kıyafetler oluşturdu. 24. günün sonuna geldiğimizde artık benim için bu oyunun bittiğini düşündüm ama bir yandan da ayı tamamlamayı çok istiyordum. O akşam herkes yattıktan sonra, evde dolanmaya başladım. Aslında herkesin konfor alanından çıkıp da gerçekten sadeleşmeye başladığı an, bu kendini zorlama anı. Benim de kendimi zorlama anım, o akşam oldu. Bu derinlemesine keşiflerle o ayı bitirdim.  Bu meydan okuma hakkında detaylı bilgiyi Instagram’da #turkisiminsgame yazarak görebilirsiniz.

Yazıda bahsettiğim örneklerin hepsi insanlara ”Bakın başka türlü bir yaşam da mümkün, hep siz bu yoldan gidiyorsunuz, böyle de bir yol var, bunu da yapabilirsiniz.” niyetiyle yapılmış projeler. Siz de bunlardan birini ya da kendinize uyarladığınız bir şeklini ailenizi ya da arkadaşlarınızı da yanınıza katarak deneyebilirsiniz.

Sevgiyle.

Hale Acun Aydın  – Türk İşi Minimalizm kurucusu | Minimalist Yaşam Danışmanı


YORUMLAR

Solve : *
17 − 4 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.