DOLAR 32,5925
EURO 34,8103
ALTIN 2496,351
BIST 9452,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kişisel markalaşma ve logo hikayesi 3

Kişisel markalaşma ve logo hikayesinin üçüncü bölümünde ilham aldıklarım ile kendimi logoda nasıl anlattım ondan bahsetmek istiyorum.Logoma baktığınızda koyudan açığa doğru bir ışık gölge geçişi görürsünüz.
Bu benim için sabit ve katı düşüncelerden esnekliğe ya da bir anlamda karanlıktan aydınlığa geçiştir.
Yaşadıklarım ve öğrendiklerim de böyledir.
Bu çemberin içini, kendimde olan ve geliştirdiğim değerler ile doldurdum.
Bunlar benim için aynı zamanda misyonum.
? Sevgi, aşk ve eşsizliğe değer verme,
? Sosyal zekâ,
? Liderlik,
? Yaratıcılık,
? Öğrenme Sevgisi,
? Merak,
? Keşif,
? Keyif,
? Azim,
? Takım Çalışması,
? Umut,
? Cesaret,
? Öz şefkat,
? Affetmek,
? Bütünlük.
BE yani OLMAK demek, fark ettiğiniz üzere tam dairenin ortasında değerlerimin içindeki beyazlık. Onlar benim bardağımın boş tarafları, olma yolculuğumun içindeki yol.
Danışanlarıma da bu değerlerim ile dokunarak onlardaki birbirinden güçlü ve eşsiz değerleri de çemberimin içine alarak ve boşluklarımızı doldurarak yola devam ediyorum.
Öğrendiğim ve yaşadığım her şeye olan şükran duygum ile bu yolda bütünleşerek yürümek ve en önemlisi bunları anlatabiliyor olmak benim için gurur kaynağı.

Bir Japon Enso’nun yaratılması bol bol pratik yapmak ve zihinsel sakinlik gerektirir. Çünkü bir fırça darbesinde, tek bir darbede ve sadece bir fırsatla tamamlandığında boyanır. Düzeltmek için geri dönüş yoktur.

Tanıdık geldi mi size?
Hayatımızda yaşadıklarımız gibi, değil mi? Zamanı geri alıp düzeltemiyoruz. O anda yaptıklarımız ya da yapmadıklarımız belirliyor bir sonraki adımı…

İnsanoğlu hep var oluşunu sorgulamıştır. Hayata geliş amacını, sonrasında neler yapacağını veya yapması gerektiğini…
Gelip geçici olan bedeninin farkında olduğu için fikirlerini ya da yaptıklarını ardında bırakmak istemiştir. Bu nedenle büyük yapılar miras bırakırlar arkalarında, bazen devrimlerini, bazen düşüncelerini, bazen hareketlerini.
Sonsuza kadar yaşama gayreti vardır, bedeni toprak ile birleşse bile, unutulmak istemez. Bu pencereden baktığımızda sayılı olan günlerimizi nasıl geçirdiğimiz önem kazanır. Bunun farkına varmak için kimi zaman bir travma yaşarız, kimi zaman aydınlanma. Ancak sonuçta aynı yere varır tüm yollar, hayallerin peşinden gitmek…

Bir zen öğrencisi, zen üstadına gitmiş:
“Üstadım, çok çalışıp aydınlanmak istiyorum; ne yapmam gerekir aydınlanabilmem için? Bana yol gösterin.” Demiş.
Bunu duyan Üstat, öğrencisine sormuş:
“Yemeğini yedin mi?”
“Evet” demiş öğrenci.
“O zaman git tabağını temizle ve bulaşıkları yıka.

Zen Hikayesi
Evet, logo hikayemi keyifli bir zen hikayesi ile tamamlamak istedim. İçinde ince mizah olan bir hikaye…

? Yaşamımız boyunca birçok döngülerden geçeceğiz.
? Kimi zaman çok kesin yol ayrımlarına geleceğiz.
? Verdiğimiz kararların sonuçlarını kabul etmek zor olacak.
? Her zaman öğrenen olamayacağız, bazen isyan edeceğiz.
? Bazen de hikayedeki gibi arkamızı toparlayıp yeni baştan başlayacağız.
Hepimizin zem çemberi kendisini yansıtacak. Bu çemberi nasıl çizeceğini, kendi değerleri ve öğrenmeleri rehberlik edecek.
En önemlisi ulaşmak istediğimiz o hedeflere giden yolun düz ve kolay olmadığını bilmek.
Bu yolda aydınlanmak istiyor isek, önce mevcut durum analizimizi yapıp, toparlayıp, başlamak gerekir.


YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.