DOLAR 32,5549
EURO 34,9649
ALTIN 2457,724
BIST 9881,4
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Çatışmayı kendi içinde yönetmeye başla

ÇATIŞMA YÖNETİMİ

Kişiler arası çatışma kaçınılmazdır. Çatışmayı nasıl yönettiğimiz ise bizim bakış

açımıza, deneyimlerimize ve el sıkışmak için hazır olduğumuz dinamikleri ne kadar iyi anladığımıza bağlıdır.

 

Oysaki bazılarımız için çatışma kaçınılacak bir durumdur çünkü çatışma ile ilgili düşünceler negatif duyguları çağrıştırır. Bazılarımız içinse çatışma tam aksine bir macera ve/veya daha çok öğrenmek, gelişmek için bir fırsattır.

 

Gerçek şu ki ; çatışma iletişime engeldir ve çatışma sonucunda ilişkilerde ciddi anlaşmazlıklar, kırılımlar, bozulmalar, agresif yaklaşımın getirdiği olumsuz sonuçlar ve hatta şiddet bile doğabilir.

 

ÇATIŞMAYI ANLAYALIM

Çatışma insan doğasının getirdiği dinamiklerden biridir ve duygularımızın içinde yerleşik kalabilir. Hatta, gündelik hayat düzenimizde yerleşik hale gelebilir mesela bazılarımıza neden kaostan beslendiğini söyleriz? Onları hangi ortamda, nasıl gördüğümüz için bu yakıştırmayı yaparız?

 

İlk olarak biz duygusal durum yapısına bakalım. Örneğin anksiyete, öfke, kızgınlık yaşadığımız an olayla ilgili odağımızı, bakış açımızı ve stabil duygu durumumuzu kaybederiz. Problemi algılayıp onu çözmeye çalışmaktansa duyguların akışına kapılır hatta duygularımız tarafından yakalanır probleme odaklanırız. Yani problemi gözümüzde büyütmekten ve körü körüne probleme odaklanmaktan çözümü göremez oluruz. Biz buna kısaca Tünel Bakışı da diyebiliriz.

 

Bir çatışma içinde kaldığımız an asıl meselenin ne olduğunu kavramak önemlidir. Asıl meseleyi kavramak “karşılıklı saygı, dürüstlük, iç gerçek ve başkalarıyla dürüst ilişkiler kurma kapasitemizle direkt ilişkilidir” (Noble, Brennan ve Modell, 2011).

 

Anlaşmazlığı ilk tetikleyen kıvılcım neden genellikle çatışmanın asıl sebebi gibi görülür. Hülasa, çatışmalarda buz dağının görülen yüzü her zaman

 

O zaman çatışma grafiğini ele alırken buz dağı metaforu üzerinden devam edelim. Bir buz dağının suyun üzerinde kalan katmanını düşünün ve suyun altında görünmese de buz dağının görünen yüzünü açığa çıkaran ve aşağıdan sapasağlam destekleyen bir buz kütlesini gözümüzün önüne getirelim. Yüzey, iklim şartlarına (bu örnekte duygu durumumuza) göre ara ara eriyip suya karışsa hatta yok olsa da suyun altındaki buz kütlesi tüm heybetiyle orada var ve fark etmediğimiz sürece de olmaya devam edecektir. Başka bir deyişle, suyun üzerindeki buzu yok ettin diyelim aşağıdaki buz kütlesini yok etmedikçe kendi gerçeğini, etkini, olasılıklarını, risklerini yok etmiş sayamazsın. Çatışmalardaki pozisyonun da bu kütlenin orada ve seninle olduğunun en temel göstergesi kabul edilebilir. Yani, asıl mesele buz dağının görülen yüzü değil şu ana kadar bize eşlik eden ilişkiler, bizi biz yapan tüm deneyimler, olaylar, duygular ve iç dengemizin toplamıdır.

 

Buz dağını bir çatışma grafiği olarak gözünüzün önüne getirdiğimize göre:

 

Suyun altında kalan kütle yüzeyde görülmüyor diye yok değildir. Çatışma eğilimleri de bize gösterir ki; çatışmalarda yüzeyde ne görülüyorsa problem odur. Kaldı ki; kişi için gerçekten asıl mesele bu olmasa dahi ya da minimum ilişkili dahi olsa mesele hep görünen yüzey zannedilir.

 

O zaman gelsin çözüm; bu derinlerdeki durumu ve ilişkiyi anlamak için birinin bu buzdağının derinlerindeki alt kütleye iniyor olması gerekir.

 

Çatışmanın nedenini anlamak için 7 adım:

  1. Yüzeyde görülen problem nedir?
  1. Kişilik: Kişilik farklılıkları yanlış anlamaya ve gerilime neden oluyor mu? Öyleyse, onları tanımlayabilir ve nasıl çalıştıklarını anlayabilir misin?
  1. Duygular: tepkilerinize hangi duygular katkıda bulunuyor? Duygularınızın çatışmaya etkileri neler? Duygularınla iletişim kurabiliyor musun ve özgürce açığa çıkarabiliyor musun veya onları bastırdığını düşünüyor musun?
  1. İlgi ihtiyaçlar ve arzular: çatışmaya bir çözüm önerdin mi? çatışmaya neden olan derin endişeler nelerdir? ilgi alanların, ihtiyaçların ve arzun neler ve onlar neden önemlidir? Olaylar üzerinde nasıl etkisi olduğunu düşünüyorsun?
  1. Kendi Bakış açın ve öz saygın, özgüvenin: Çatışmaya devam ederken kendin ve davranışların hakkında ne hissediyorsun? güçlü ve zayıf yönlerin olarak neyi tanımlıyorsun?
  1. Gizli Beklentiler: Senin birincil beklentin ne? Karşındakinin beklentileriyle örtüşüyor mu? Beklentilerin hakkında açıkça konuştun mu? Eğer konuştuysan daha farklı nasıl olabilirdi? Yanlış beklentilerin seni bırakması için onları nasıl bırakabilirsin?
  1. Geçmişte çözülmeyen problemler: Bu çatışma unsurları/konuları geçmiş ilişkilerde de var mıydı? Oradan mı geliyor? Yaşadığın şu anki durumun geçmişteki olayla ilişkisi olduğunu düşünüyor musun?

Çatışmada ortaya çıkan duygunun uyarılması, fizyolojik savaşı ve kaçış tepkisini üretir. Sonucu Sakinlik ya da Baskınlık olur. Sakinlik sessizlik zayıflık olarak algılanır. Baskınlık ise şiddet ya da istismar olarak algılanabilir. Bu iki pozisyon çatışmayı yapıcı yönetmek için yardımcı yaklaşım değildir. Bizim için zor olan o an yeteneklerimizi hatırlayıp vereceğimiz yanıtı seçmektir. O zaman…

 

7 önemli sohbet etme prensibiyle çatışma yönetimi:

  1. Kalpten yola çık. Kitabın kapağını kapat doğrularını bir kenara bırak. Bu sohbetin içinde gerçekten ne olmasını istiyorsan ona odaklan.
  1. Uyanık Ol. Konu etrafında dolaşan duygularını fark etmek için tetikte ol. Seni batıran da çıkaran da o duygular.
  1. Kendini güvenilir kıl. Bu süreçteki rolün ne ise teşhis et ve çatışma içinde sorumluluk al suçlamak seni güvenilir kılmaz.
  1. Hikayelerinde Ustalaş. Durumla ilgili elinde nur topu gibi bir hikayen var. Bu hikâyeye oldu bitti gözüyle bakma. Derinine in ve kendi hikayende ustalaş. Hikayendeki olguları ve hikayeni birbirinden ayır. Olay ve duyguları da teşhis et ve birbirinden ayır.
  1. Yolunu belirle. Kendini ifade et olgularını, kırmızı çizgilerini, önem verdiklerini paylaş; kendi hikayeni anlat ve diğerlerinin görüşlerini sor; danış. Diğer insanların o süreçleri kendi pencerelerinden anlatmalarına fırsat ver.
  2. Başkalarının yolunu keşfet. Diğer insanlarla bütünleş dinle öğren geliş ve onların hikayelerini de anlamaya çalış.
  3. Harekete geç. Hayat kafanın içinde kurduğun hesap kadardır. Ne olmasını istiyorsan planla ve o yöne doğru ilerlemek için harekete geç. Konu çatışma yönetimiyse karşındaki kişiyi de dahil etmelisin. Birlikte nasıl karar vereceğinize karar ver, açık beklentilerini paylaş, geri bildirim ver.

 

Kendimizi bir çatışma içerisinde bulduğumuz anda buz dağı çatışma grafiği ve merkezi iletişim prensipleri gözümüzün önüne gelsin. Problemin sadece görülenden ibaret olmadığını ve derinleri anlamak için istekli olmanın da çatışma yönetimi için önemli bir yetenek olduğunu unutmayalım. Bu bakış açısı, gerçek problemi keşfetmek ve çözüme odaklanmak için yetenek geliştirmek ve kendi iletişim eğrimizi yükseltmek için bizlere sunulmuş bir fırsattır.

Çatışma kaçınılmazsa o çatışmadan ne öğrendiğine odaklanmak da senin için bir fırsat olabilir.

Kendine alıcı gözüyle bir kez daha bak ve çatışmayı kendi içinde yönetmeye başla.


YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.