DOLAR 32,3694
EURO 35,0149
ALTIN 2326,041
BIST 9094,99
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Yoksa siz bir “Kestane Çiçeği” misiniz? – Ayşegül Savaş

13.01.2018
A+
A-

“Acı doğaldır, acı anlaşılmalıdır, kabul edilmelidir. Çünkü doğal olarak acıdan korkarız, acıdan kaçınırız. Bu yüzden pek çok insan kalpten kaçınır, kafaya takılır.

Onlar kafada yaşarlar. Kalp acı verir,acı mutluluğun geldiği yoldur; ıstırap ve çoşkunun girdiği kapı. İnsan bunun farkındaysa acıyı bir lütuf olarak kabul eder. Sonra aniden acının niteliği değişmeye başlar. Artık ona düşmanca yaklaşmazsın ve o artık düşman olmadığından o da acı değildir artık dosttur. O seni arındıracak olan ateştir. O bir başkalaşım, eskinin gideceği ve yeninin geleceği,zihnin kaybolacağı ve kalbinin bütünlük içinde işlev göstereceği bir süreçtir. O zaman yaşam bir nimettir…”

 

OSHO-DÖNÜŞÜM

Endişe ve kaygı hepimizin üzerinde taşıdığı büyük bir aba gibi,kimilerimiz altında kaybolurken,kimilerimiz içinden kan,ter içinde çıkıyor. Bir çok danışanım yaşamlarında ki ani kırılma noktalarına uyum gösteremediklerinden ve acı çektiklerinden şikayetçiler. Bu ansızın sizi yakalayıveren değişim,sizin kontrolünüzde olmadığında panik ve endişe bozuklukları çıkıveriyor. Yaşamın iyisi ve kötüsü adıyla nitelendirdiğimiz her olay ve durum psikolojik sorunlar bırakıyor üzerimizde.

Ani boşanmalar,hızlı iş değişimleri,kazalar,talihsiz durumlar gibi bir dizi olay benzerlerinden bir tanesi sizi yakaladığında hemen sınıfta kalıyoruz. Ya da güçlü ve üretken zihinlerimizin esaretine dalıp gidiyoruz. Kulaklar kimseyi duymaz oluveriyor,duygular üst sınırlarda,ruh alarm veriyor,beden hızla yemek yiyor ya da kuzu yemiş gibi tok hissediyor. Sürekli ağlak ya da güven olgusunu kaybediyoruz,görüş açımız,algılarımız kapanıveriyor.

Bu bir alarm durumuna geçen değişmemek için inatla ayak direten,kabul etmek istemediğimiz bir hal alıyor. Yaşadıklarının etkisini üzerinde uzun soluklu taşıyanlar için bu atlatılamayan,sadece bastırılmaya ve gömülmeye çalışılan bir travma oluyor. Sinsice bir gün bir olayla patlak vermeyi bekleyen volkan gibi. Allopatik tıb bu durumlar ve vakalar üzerinde çalışırken bir takım tanımlamalar,sıfatlandırmalar yapar ; kimilerimiz Bipolar teşhisi,kimimiz kronik depresyon kimilerimizde Nevrotik olarak adlandırılırız. Kimseler eğilip daha derinlere,aşağılara bakmak istemez. Sorunun kökenini kastediyorum elbette. Bu noktaya bu olumsuz duruma nasıl aşama aşama geldiğimiz,neleri gömdüğümüzü,saklayıp,bastırmaya çalıştığımızı kastediyorum.

 

Günümüz dünyasında depresyona yakalanmadan yaşamayı başaranların sayısı hemen hemen yok gibi,hele Ankisiyete tanımı tanıdığım her on insandan yedisinde var. Çevremde Namaz kılan,Dua eden,Yoga ve Meditasyon yapan,Nefes terapisi gibi,alternatif terapileri kendi üzerinde denemekden asla kaçınmayan bir yığın,sorunlarından kurtarılmayı ve çare bulmayı isteyen insan var. Hepimiz bu aydınlanma çağında tüm bildiklerimizin evrensel değerlendirmesini yapar ve kim olduğumuzu öğrenmek ister hale geldik.Herkes zamanın hızından söz etmeye başladı,hepimiz bakış açılarımızı değiştirmek ve fleksi olabilmek için uğraşıp didiniyoruz. Hepimizin tek isteği MUTLU olmak ve bunu hepimiz hak ediyoruz.

 

Beni endişelendiren şeylerden kaçarsak acı çekmeyi engellemiş olur muyuz?

Endişe uyandıran durumlardan kaçınma kısa vadede daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir. Sorun, kaygıların geri gelmeye devam etmesi ve diğer durumlara yayılma alışkanlığı olmasıdır. Yayılma geniş bir halkayı kapsayabilir,endişe,zihinsel olarak güçlü ise yayılacaktır. Arkadaşlıklarınız,aileniz ve sosyal çevrenizde sizin gibi aynı endişe frekansı taşıyanları hızla kendinize çekersiniz.İşte bir türlü üstesinden gelmeyi öğrenemediğimiz endişelerimiz için ve onun yarattığı enerji düşüklüğü için size Çiçek Terapisinin o muhteşem şifa annelerinden bahsedeceğim.

Bir önce ki yazımda sizlere Ağaçların güçlü tütreşimlerinden söz etmiştim,bu eşsiz dayanıklılık ve güçte ki Ağaç Çiçeklerinin tam da Endişe ve kaygılar için neler yapabileceklerinden söz etmek istiyorum. Kestane Ağacını hemen hemen hepimiz tanırız eşsiz güzellikte çiçekler açan,eşsiz uzunluklara varabilen kökleri sağlam,evrensel planetin kutsal anneleri. Çiçek Terapilerin bir çoğunda adını sıklıkla duyduğumuz Chestnut (Kestane) çiçekleri sizi endişe ve paniğin getirdiği noktadan geri çevirir. Her kullanımda gerçekliği biraz daha iyi anlamanıza neden olur.

 

Endişenin getirdiği halsizlik ve istek kayıplarını tolere eder. Zihnin güçlü bir terbiyecisidir,sizi gereksiz yere kaygılandıracak negatif durumlardan ve düşüncelerden hızlıca çekip alır. Sorun da zaten bu değil midir? Kontrol edilemeyen zihnin çarpık hikayeleri. Kalp artık kırılmak ve acı çekmemek için kendini sakınır,geri planda tutar. Zihin ise bırakılan boşluğu senaryoları ile doldurur. Endişe ve acıyı yaratan aşırı hassaslıkdan yorgun düşmüş başkaları ve kendiniz hakkında takıntılı bir hale geldiyseniz Kestane çiçeklerinin size nasıl destek verdiğini denemelisiniz derim. Kırmızı Kestane çiçekleri sizi endişe ve kaygının merkezi olan KALP ÇAKRA ya götürür.

 

Yaşanan korkuların bir çoğu  gündelik kaygılardan kaynaklanmaktadır. Örneğin, bir anne, okuldaki çocuklarına ne olacağı konusunda çok endişe ediyor olabilir. Kızıl kestane kadını; kocası ofiste çalışmaktan 35 dakika eve geç döndüğünde dehşete düşecektir. Bu durumlarda, kişi korkunç bir şeyin gerçekleşeceğini veya yaşandığını hissediyor. Bu durumda iken, bir kişi gerçekte gerçek tehdide oranla tümüyle korkunç hissi yaşayacaktır.

Bu, kaygı ve korkuya neden olabilecek sevdiklerinize olumsuz bir psikolojik etkiye sahiptir. Kendine güven eksikliği başlar ve kendilerine inanmayı bırakabilirler. Kestane türü insanlar, sorunlarından nasıl söz edemeyeceklerine karar verebilir; çünkü kişinin nasıl tepki vereceğinden korkarlar. Bach Çiçeği Özü Kırmızı Kestane’nin bu tür durumlarda sakinleştirici bir etkisi olduğu bilinmektedir.

Bize üzerimize yerleşen korkularımızı bir perspektif içinde tutmaya yardımcı olur.Bu öz kullanarak, hayatınızı etkileyen negatif düşünce döngüsünü bozabilirsiniz. Önerilen günlük dozu uygulayarak korkularınızı geride bırakabilir ve daha sakin, daha doyurucu bir yaşama  geçebilirsiniz. Kendi ihtiyaçlarınıza ve isteklerinize odaklanmak için daha fazla zamanınız olduğunu yakından öğretir çiçek anneler.  Endişe ve kaygıyı geçmişte bırakmayı ve Bach Çiçeği Esansı Kırmızı Kestane ile bu kadar endişelenmeyi bırakmayı öğrenin derim.

Sevgilerimle

Ayşegül Savaş


YORUMLAR

Solve : *
8 × 18 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.