DOLAR 32,5203
EURO 34,7147
ALTIN 2495,112
BIST 9524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kişisel markalaşma ve logo hikayesi (yazı dizisi II)

Kişisel markalaşma ve logo hikayesinin ikinci bölümünde bana ilham olan Enso yani Zen çemberini anlatmak istiyorum.

Enso, Japonca daire anlamına gelmekteymiş. Zen Budizmi’nde zihnin vücudun yaratmasına izin vermediği bir anı ifade etmek için bir veya iki engelsiz fırça darbesi ile elle çizilmiş bir çembermiş.

⭐ Mutlak aydınlanmayı,
⭐ Gücü,
⭐ Zarafeti,
⭐ Evreni sembolize etmekteymiş.
Bilmeden, kalemimi ruhum, zihnim ve kalbim ile bütünsel olarak serbest bırakıp kâğıda çizdiğim şekil, içinden geçtiğim 38 yıllık yaşamındaki yolu oluşturuyordu sanki.

·       Döngüsel düşüncelerimi,

·       Geçirdiğim sınavları,

·       Tekâmül sürecimi,

·       Kabullerimi,

·       Fiziksel ve ruhsal vedalarımı ve kabullerimi…Öğrendiklerimi heybeme koyup, sade, sakin ama anlamlı bir şey olması için daha çok araştırmaya devam ettim.

Çember; Japon estetiğinden doğmuş ve minimalizm ile bütünleşmiş.

Tamamlanmayı, bütünleşmeyi simgelemektedir. (Neyi simgelediğini okuduğumda çok şaşırmıştım. Kendi dönüşüm hikâyemde Ne İstiyorsun? Sorusunun cevabını hep TAMAMLANMAK olarak verirdim.)

Onu iyi çizebilmek ise gerçek bir ustalık gerektirir. ( Henüz daha öğrenci olduğum bu yolculukta, zaman ve yolun kendisi bana sonundakini gösterecektir. Şu an sadece bu yolun kendisinden keyif alarak ilerliyorum.)
? Başlangıç ve sonu temsil eder. Neredeyse kesişir gibi ancak kesişmez.
▶ Her şeyin sonu vardır,
▶ Başladığın noktaya geri dönersin.
Çember;
♟ Dengeyi,
♟ Uyumu,
♟ Doğru yerde doğru hız ve hareketi,
♟ Kendine güveni,
♟ Devamlılığı,
♟ Zıtlığı anlatır.

Aynı zamanda aydınlanma çemberi diye geçer. Karakteri vardır. Çok güzel bir zen hikayesi var, okurken fark ettim ki burada usta sanki bana da bir şeyler anlatıyordu.

‘’ Bir üniversite profesörü bir gün Japon Zen ustası Nan-İn’i ziyarete gider. Amacı Zen
hakkında bilgi edinmektir. Nan-İn profesöre çay ikram eder ve fincanını iyice doldurur.
Fincan dolduğu halde çayı koymaya devam eder.
Profesör fincanın taştığını görünce dayanamaz ve sorar:
– “Fincan doldu, taşıyor! İçine daha fazla bir şey alamaz!
Usta Nan-İn yanıtlar:
– “Bu fincan gibi siz de kendi fikirlerinizle dolusunuz. Fincanınızı boşaltmadan size nasıl
Zen’i gösterebilirim ki?”
Zen hikayesi.

Her çizilişte farklılaşır ve herkesin çizdiği Enso çemberi farklı bir karakteri yansıtır. Karakterinizdeki acelecilik, tedirginlik ya da diğer her şey yansır…

·       Koçluk yolculuğumda dokunduğum her danışan kendi yolculuğunda, kendi çemberini çizer zihinsel olarak.

·       Koçluk süreci bitip hedeflerine ulaştıklarında gözlerindeki mutluluk ve kalplerindeki minnet bana en büyük hediyedir.

Fırça ve mürekkep ile tek bir hareketle, kağıt ya da bez bir zemin üzerine çizilir.
Başlangıca ve sona,

Varlığa ve yokluğa,

Boşluğa ve doluluğa,

Hayatın ve varoluşun döngüsüne işaret etmektedir.
o   Sınırsız gücü, ,

o   Birliği,

o   Sonsuzluğu anlatmaktadır.
Mutlak bir sonsuzluktan gelip, mutlak bir sonsuzluğa gideceğimiz bu ara zamanda arkamızda bırakacaklarımızı düşünüyordum. Sanki bir şeyler bırakmak, var olduğumu göstermek istiyordum. Böyle güçlü olacağımı, güvende olacağımı düşünüyordum. Oysa hayat siyah ve beyaz değildi, griler de vardı. Yavaş yavaş önceliği kendine vermeye ve kendimi duymaya başladım, logoyu oluştururken, sanki öz şefkat değeri ile tekrar tanışıyordum.
Tek bir soluk ve hareketle çizilen Enso’ya müdahale edilemez, değiştirilemez veya düzeltilemez. Çizilen çember kusurlarıyla mükemmeldir.

Daireler her zaman insanlar için büyülü, sembolik ve manevi bir öneme sahip olmuştur. Carl Jung, yaşamının çoğunu bu formdan ve özellikle de mandalalardan etkilenerek geçirmiştir. Öyle ki, boş zamanlarında veya kendisini problemlerinden uzaklaştırması gerektiğinde, daire çizermiş. Ona göre, kişinin zihninin oluşumunu ve dönüşümünü sembolize ediyorlarmış.
Zen Budisti için ise Enso (daire); zihnin bedeni terk etmekte özgür olduğu mükemmel olduğu andır. Böylece ruh yükselir. Bu nedenle, yalnızca zihinsel ve ruhsal olarak eksiksiz bir kişi gerçek bir Enso çizebilir.

Logomu oluştururken, sanıyorum bendeki duygu her ikisiydi. Koçluk ile bütünleşiyordu, bazen durumu tespit etmek için bir adım geri çekilip büyük resme bakmak daha doğru bir yol olur.
Bazen, kararlarda netleşmek için ruh ve zihin özgürlüğü gerekir, esneklik gibi bir şey belki de…
Böyle düşünürken yavaş yavaş oluşuyordu…

Enso ya da Zen çemberinin içi boştur. Ben daireyi çizerken benden de bir şey olsun istedim içinde. Yaşadığım ve öğrendiklerimden bir şey…


YORUMLAR

Solve : *
26 × 11 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.