DOLAR 32,3635
EURO 34,9603
ALTIN 2325,477
BIST 9079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Zamanla dans

25.12.2020
A+
A-

Başlık sizi yanıltmasın, burada zamanı iyi yönetelim, çalışma planını şöyle yapalım vb konulardan bahsetmeyeceğim. Amacım özellikle çalışan kadınlar için zaman mı bizi yönetiyor, yoksa biz mi zamanı konusunu irdelemektir. Uzmanlara bakılırsa anda kalmak ve o an neyle uğraşıyorsak ona odaklanmak ve öncelik yönetimine göre işleri sırayla yapmak gerekiyor. Peki evli/çocuklu ve yoğun çalışma temposuna sahip bir kadın çalışan için böyle bir sıralama ne kadar mümkün?

Yaratıcı Çocuklar Derneği’nin 2012 yılında düzenlediği Öykü Yarışmasında 1. olan aşağıdaki öykü, Kağıthane Merkez İlköğretim Okulu 4B sınıf öğrencisi Yusufcan Şevli tarafından kaleme alınmış;

“İçeri girer girmez neşeyle bağırdı:

-Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?

– Görmüyor musun ? Telefonla konuşuyorum.

Herkesin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu.

Herşey erteleniyordu, telefon ve araba söz konusu olduğunda… Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu.

Nerelere gitseydi? Annesi kapattı telefonu.

Mutfaktan tencere sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti:

-Sana yardım edeyim mi ? dedi en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı:

-Hayırdır? Bir yaramazlık mı var? Bak bir de seninle uğrasmayayım. Çok yorgunum zaten.

Yorgunluk nasıl birşeydi ? Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır :

-Nasıl yorulmuş yavrucak. Uykunun gülkokulu kolları sarsın seni diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi.

Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, neden annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu.

-Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Anneannem öyle söylüyor.

-Uykuya dalayım da gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan ölüyorum.

Bu kelimeden nefret ediyordu. ”Yorgunum, yorgun olduğumdan, böyle yorgunken”….

-Anneciğim sen yorulma, diye…

-Yemekte konuşuruz çocuğum. Bankada işler yetişmedi. Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım. Hadi sen oyna biraz.

Hani siz yoruluyorsunuz ya…Eeee….Bende oynamaktan yoruluyorum. Ne yapayım bilmem?

Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı. Işıklar söndü birden.

Annesi öfkeyle söylenmeye başladı.

Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu.
Çocuk sanki bir ipucu bekliyormuşcasına aralanan gözleriyle mırıldandı

– İşin bitince beni sever misin anne? dedi.

Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı.”

Bir çocuğun gözünden evde yaşananlara bakınca ne işe, ne eve, ne de çocuğuna yetişebilen bir anne görüyoruz. Evde anne desteği veya yardımcı desteği olmayan pek çok çalışan kadın benzer şekilde kendini ve çevresindekileri mutlu edememekten yakınmaktadır. Hatta destek olan kişi olsa bile, bu anne çocuğa gerekli ilgiyi gösteremediği için mutsuz olacaktır. Bir de işin içine eş, anne-baba/kardeş/kayınvalide kayınpeder beklentileri girdiğinde, durum kadın tam bir çıkmaza dönüşür. Kadın her yere yetişmeye çalışır, ancak yetiştiği sadece işidir. Üst düzey yönetici ve CEO bile olsa evde sorumlulukları ve ondan beklenenler pek de değişmez, eve geldiğinde özellikle annelik ve eş olma rolünü asla arka plana atamaz.

Nasıl ki iş hayatında öncelikleri doğru yönetmek başarının anahtarı ise, özel yaşam iş yaşamı dengesi de bir o kadar önemli. Dünyaya getirdiğimiz çocukların, bizden en temel beklentisi olan ilgiyi, onlara doğru şekilde ve doğru zamanda vermemiz çok önemlidir. Geleceğimiz olan çocuklar, yarının ihmal edilmiş mutsuz bireyleri olarak hayata katılmaları, yeni mutsuz topluluklar yaratacaktır. Genellikle kadınlar Allah vergisi multitask yetenekleriyle zamanla dans ederek temel görevlerinin çoğunu başarıyla gerçekleştirirken, bu durum belli bir zaman sonra yorgunluğa ve performans kaybına yol açabilmektedir. Hem iş hayatında yapılacak temel iyileştirmeler, anlayışlı ebeveynler ve de en önemlisi evde eşlerimizin desteğiyle daha mutlu bir şekilde sorumluluklarımızın üstesinden gelebilir, daha mutlu ve ilgiyle büyüyen çocuklar yetiştirebiliriz. 15 yıldır özel sektörde yönetici olarak çalışan bir anne olarak, tüm hemcinslerim adına, bu konuda bir miktar da olsa farkındalık yaratmış olmak dileğiyle..


YORUMLAR

Solve : *
26 − 24 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.