Uykuna geri dönme!

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta.
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği
fikrine vardım.
Sonrada asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı
Olması gerektiğine vardım.
R U M İ

Hayat, beceri kazanmak ve pratik yapmak için geldiğimiz bir ders alemidir.
Yaptığımız kontratlarla, değiştirip dönüştürmeye geldiğimiz her duygu, deneyim, düşünce için, sonuç alana kadar amansız bir mücadele vardır.

Biz uyku halinden, uyanışa, körlükten ışığa geçene kadar, mükafat olmaksızın mücadele devam eder.
Izdırap çekerek geçecek, bizim hesabımıza biçilmiş hayatımızın tek amacı, şahsına münhasır olan kendimizi bulmaktır.
Biraz öfke, biraz korku ve kaygı kendimizi doğru yönetmek, verilen bilginin doğru zamanda ,şekilde işlenmesi için bulunmaz nimettir, gereklidir.

Lakin,

Hedonizm ve ego kol kola göze göze, en çekici çeldiriciler olarak bizi, dönülmez yollara sokacak ajanlar gibi peşimizi bırakmasada, bu amansız döngüde, düşman bizzat içimizde cirit atar.

Kendi kendini sabote etmeye güdümlü bu sistemin kahramanı,

Zihin’ dir.

Son yıllarda, moda akımı havasında algılanan zihinsel egzersizler, hobi olamanın çok ötesinde bir amaca hizmet eder aslında;

Hakikat Algısı…

Susmak bilmeyen, geveze, güvenilmez ve dedikoducu zihinsel parazitler, bize acımasızca akıntıya kürek çektirir…

Zihin konuşurken AN gölgelenir,kaybolur.

Kaybolan AN ızdırap içinde çırpınır,

Hiç şüphe yoktur ki AN yoksa, zihin ya geçmiş ya gelecek ile meşguldur o sırada.

İnsanlar üzücü veya korkutucu hayallerle ızdırap yaşamaz sadece,

Güzel şeylerin hayalleri de ızdırabın eşlikçisidir.

Sizdeki karşılığı, “Yokluk, noksanlık, açlık” hissidir ki,

Bunun karşılığında,

Kendinizi başarısızlık girdabında debelenirken bulursunuz,

Neden benim yok?

Kaçınılmaz son….

Korkunun bu güne kadar kimin eceline faydası olduki?

Geleceği varsa, göreceği vardır demek için şimdi size fısıldıyorum;

Kaybolursanız, içinize bakarak yolu bulabileceğiniz bir yolculuğun kahramanısınız.

Size sizden başka ne yar, ne de yardımcı yok.

Kulağınıza nasıl geldiğini biliyorum,

Lakin az durun ve hatırlamaya, idrake zorlayın hafızanızı,

Ne zaman?, hangi durumda ve şekilde siz,

Baş kahramanı olmadığınız bir durumdan, öylece sıyrıldınız?

Kalabalıklığın içindeki biricikliğiniz henüz dikkatinizi çekmediyse , çekecek,

Soruları hem soran, hem cevaplayan olduğunuzu fark etmediyseniz, edeceksiniz,

Ah edip vah edenin de siz, tesellinin yolunu, yordamına uyduran da sizsiniz,

Henüz bilmediyseniz, bileceksiniz.

Zıvanadan çıkmış korkularınızla cebelleşirken, eşe dosta akıl sorup, karar anında sağ duyunuza sıkıca sarıldığınızı fark etmediyseniz, edeceksiniz.

Ne zaman mı?

Bir şeylerin ötesini görmenize alan tutacak olan inancınıza kalbinizi açtığınızda,

Kendinize olması gereken şevkati ve sevgiyi, hak ettiğinizi bilmek suretiyle verdiğinizde,

Zihnin karanlık taraflarının, bizi saran kalabalıklarla ve bizzat kendi sabotajlarıyla beslendiğini bildiğinizde,

Onunla, ancak suskunlukla, teslimiyetle ve iradeyle uyum içinde buluşulabileceğini öğrendiğinizde,

Siz,

Size doğru yürümeye başlamışsınız demektir.

Bırakın, kalabalıklar arkanızdan size baksın,

Kaybolduğunuzu anlamak için kalabalığa,

Bulunduğunuzu anlamanız için,

Kendinize ihtiyacınız var.

Selametle…

Dilek ÖLMEZ