Göçmen çocuklara adanmış bir sergi! – Özlem Ada
”Migratory Birds” (Göçmen kuşlar)
Bilgisayarın başına oturdum. Tam Atilla Can ile yaptığımız söyleşiyi kaleme alacağım. Televizyondan bir haber kulağıma ilişiyor. Yazıyı bırakıp televizyonun sesini açıyorum. Haber ABD’den. Trump’ın göçmenler hakkındaki yaptığı açıklama, açıklama sonrası Panama Büyükelçisi John Feeley’in istifası vs. Trump’ın sert açıklamalarını küfre girdiği için televizyonda alelen söyleyemiyorlar, bende gayriihtiyari ne dediğini merak ediyorum.
Hem anne hem de baba tarafından göçmen olan bir ailenin ferdi olan zatı muhterem bazı göçmenlerin geldikleri ülkeler için “bok çukuru” ifadesini kullanmış. Neyse, niyetim kendisinin şuursuz açıklamaları üzerinde durmak değil. İçinde sevgi, empati gibi insani duyguları barındıran bir çalışmayı, göçmen çocuklara adanan bir sergi haberini kaleme alırken kulağıma bu sözlerin çalınması bana oldukça manidar geldi ve hiç aklımda fikrimde yokken böylece Trump’da konuya dahil oluverdi. Her konuda farklı görüşler olabilir ancak öznesi insan olan konular -üzerinde hassasiyetle durulmayı ve bir nebzede olsa empatiyi- hak etmiyor mu? Oysa konu göç ve göçmenlik olunca her kafadan bir ses çıkıyor. Bildiğin kakafoni. Bu kargaşa içinde yine insana dair pek çok detayda gözden kaçıveriyor.
Dünyanın her neresinde yaşıyor olursanız olun gökyüzünde uçan bir kuş gördüğünüzde, yeryüzünde göçe zorlanan çocukları hatırlayın. Çünkü o kuşlar; göç eden çocukların yürekleridir. O yürekler ki her zaman; umuda, barışa, sevgiye ve özgürlüğe doğru uçarlar.
Kendisi ile “Göçmen Kuşlar” sergisi, göç ve göçmenler hakkındaki düşünceleri üzerine konuştuk.
BU SERGİYİ GÖÇMEN ÇOCUKLARA İTHAF ETTİM
_Atilla Can: Evet serginin ismi ”Migratory Birds” yani Göçmen Kuşlar.
_Serginizin açılışı ne zaman ve nerede olacak?
_Atilla Can: 5 Şubat -16 Şubat 2018 tarihlerinde Cenevre’de Birleşmiş Milletler binasında açılışını yapacağız. Bu sergiyi Göçmen çocuklara ithaf ettim ve Birleşmiş Milletler tarafında oldukça ilgi çekti.
HERKESİN İÇİNDE BİR YERLEDE BİR GÖÇ HİKÂYESİ VAR
_Serginizde neden göç konusunu işlediniz?
_Atilla Can: Herkesin içinde bir yerlerde mutlaka bir göç hikâyesinin mevcut olduğuna inanıyorum. Ülkemin toprağının neresini kazarsanız kazın mutlaka alt katmanlarda geçmişe ait bir hikâye ile karşılaşılacaktır. Bu hikâye belki binyıllar öncesine, belki yüzyıllar öncesine ait. Çok uzak tarihlere gitmemize gerek yok, şu an sokağa çıktığımızda bile mutlaka göçe zorlanmış, iyi bir yaşam uğruna ülkesini, iklimini terk etmek zorunda kalmış insanlara rastlıyoruz. Göç ülkemin her şehrinde, her caddesinde. Kimi zaman kırmızı ışıkta arabanızla beklerken camınızı tıklatan bir çocuk olarak karşınıza çıkıyor, kimi zaman ise bir karton üzerine yazılmış AÇIZ yazısıyla. Unutulmamalı ki yeryüzünde yaşayan her insanın bir gün bir sebeple mekân değiştirme, göçe zorlanma ihtimâli olabilir.
HER ÇOCUK KENDİ İKLİMİNDE ÇİÇEK AÇMALI
_Bu sergiyi yapmaktaki ana hedefiniz nedir?
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER AMBLEMİNE BAKTIĞIMDA DÜNYAYI GÖRÜYORUM
_Sergi için neden Birleşmiş Milletler’i seçtiniz?
_Atilla Can: Çünkü Birleşmiş Milletler yaptıklarıyla, benim için çok anlamlı bir örgüt. Birlikten kuvvet doğar ilkesiyle çalışan bu kurum; dünya barışına katkı vermek, sosyal ilerlemeyi, yaşam standartlarını yükseltmeyi, insan haklarını desteklemeyi ve ülkeler arasında dostane ilişkileri geliştirmeyi amaçlayan , bu uğurda hareket eden bir kuruluş.
Birleşmiş Milletler aynı zamanda milyonlarca insana yiyecek sağlamanın yanında, en önemlisi de dünyadaki çocukların yüzde 58’ini aşılayan, hayatını kurtaran bir kuruluş. Yine bu kuruluş dünya üzerinde savaştan, açlıktan ve zulümlerden kaçan 40 milyona yakın mülteciye çeşitli yardımlarda bulunuyor. İnsanların barışa, iyi bir yaşama, sevgiye en çokta umuda ihtiyacı var. Birleşmiş Milletler tam da bu vasıflar için çalışıyor. Birleşmiş Milletler amblemine baktığımda dünyayı görüyorum ve rengi ise mavi. Mavi umudun rengidir. İşte bu umuda inandığım için Birleşmiş Milletler ‘i seçtim.
GÖÇE ZORLANMIŞ İNSANLAR ÖZLEMLE YANIP KAVRULURLAR!
_Sizce göçe zorlanan insanlar nasıl bir duygu içinde?
GÖÇ BAKANLIĞI KURULMALI!
_Sizce göç sorunu ile ilgili ne yapılabilir? Bir sanatçı olarak düşünceniz nedir?
_Atilla Can: Bu gün itibari ile Türkiye bir göç ülkesi konumunda. İnanın Avrupa’daki göçmen sayısından fazla sığınmacı Türkiye’de yaşıyor. 4 milyona yakın mülteci var. Bu sayı dünyadaki birçok ülke nüfusundan fazla ve Türkiye’deki 17 ilin toplam nüfusu kadar. Yani bir ülke nüfusu kadar insan beklenti içinde Türkiye’ye sığınıyor ve burada yaşamaya çalışıyor. Bu kadar fazla göçmenin bulunduğu bir ülkede yaşayan biri olarak Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Sayın Başbakan’a çağrı yapmak istiyorum. Bir an önce Göç Bakanlığı’nın kurularak gerekli çalışmalara başlanmasını arzu ediyorum, bir Bakanlık kurulursa, göçün tüm bileşenleri bilimsel olarak araştırılabilir. Böylece göç ile gelen ve insan yaşamını etkileyen; psikolojik, sosyolojik ve antropolojik etkiler en asgari düzeye indirilmiş olur. Bakanlık Türkiye’nin göç politikasını belirleyerek bu tecrübelerini gerek Birleşmiş Milletler ‘e gerekse dünya ülkeleriyle paylaşabilir diye düşünüyorum.
BU TOPRAKLARDA RUHU GÜZEL İNSANLARIN YÜREKLERİ GÖMÜLÜ!
_Siz sanatınızı icra ederken yanı sıra çeşitli sosyal sorumluluk projelerine de destek veriyorsunuz.
_Atilla Can: Evet
_Sosyal sorumluluk projeleri sizin için ne ifade ediyor?
Sanat insanları yan yana getiren çok önemli bir vesile. Dünyanın birçok ülkesinde ırkçı söylemlerin arttığı, insanlar arasında ayrışmanın olduğu günümüzde insana kıymet verip, bu uğurda çaba sarf etmek, sosyal projelere katkıda bulunmak inanın çok güzel bir duygu.
Sanatta yaptıklarımla, dini, dili, ırkı ne olursa olsun insanların birlik ve beraberliğinin önemine vurgu yapmaya çalışıyorum. Dünyada her gün bir yerlerde; acı, ayrışma, şiddet varken, Yunus’ların, Mevlana’ların hoşgörü toprağında yetişen bir sanatçı olarak her yıl dünyanın farklı ülkelerinde gerçekleştirdiğim etkinliklerle sanatın birlik ve beraberliğe, barışa vesile olduğunu anlatmaya, yüreklere dokunmaya çalışıyorum.
Şairin dediği gibi;
”İnsanlarda tek güzel kanun,
suyu ışık yapmaları,
düşü gerçek yapmaları,
düşmanı kardeş yapmalarıdır.”
***
Atilla Can’ın “Göçmen Kuşlar “isimli sergisinin açılışına Birleşmiş Milletler Genel Direktörü, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri, Uluslararası Göç Örgütü Genel Direktörü, Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi nezdindeki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi gibi üst düzey bir katılım olması bekleniyor. Değerli sanatçımıza bu sergi ile hedeflediği farkındalığı kazandırmasını diler, bize zaman ayırdığı için teşekkür ederiz.
Sevgilerimle,
Özlem Ada