DOLAR 32,5004
EURO 34,6901
ALTIN 2496,864
BIST 9693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Neden hep benim başıma geliyor!

“Neden hep benim başıma geliyor” sorusunun altında yatan gerçek aslında ne?

“Her düşüncenin bir frekansı vardır.”

Bu cümlenin açılımı; “Kişinin sürekli düşündüğü düşünceler etrafa manyetik bir sinyal yayar ve zamanla bu sinyaller, sinyalleri yayan kişiye geri döner. Aslında çok şeyin kökeni enerjiden ibaret…”

Gün içerisinde beynimizden geçen binlerce düşüncenin etrafa yaydığı sinyalleri düşünebiliyor musunuz? Radyo, televizyon kanalından yayın yapar gibi bir nevi… Neyi düşünürseniz aslında kendinize onu çekersiniz varsayımından yola çıkarsak eğer, buradaki en büyük sorun şudur; insanların çoğu genelde neleri istediklerinden daha çok, neleri istemediklerini düşünür, kurgular, daha yaşanmadan senaryolaştırır ve sonucunda da istemediklerini yaşarken bulurlar kendilerini…

Her ne kadar evrende bir zerre kadar küçük kapladığı bir yeri olsa da, kendisini kötü hisseden kişinin o koskoca evrene yolladığı sinyal çok büyüktür ve o sinyal de aslında budur: “Beni hep kötü hissettir.” Bu sinyali göndermeye devam ettikçe, bu kötü hissettme hissi kişiye fazlası ile katlanarak geri döner. Kısaca neye odaklanıyorsan, neyi kafanda evirip çeviriyorsan, hangi davranışınla,ne tür bir iz bırakıyorsan o evrende sonunda karşılığınıda o şekilde alırsın. Alma-verme dengesi kimi zaman dengede olamasa da boş değil yani… Yakındığın, yargıladığın, yok saydığın bir şeyler, birileri varsa, işte aynı formatı kendine daha çok çekmeye ve o şeyler, o insanlar ilgili olayları farklı rol arkadaşları ile daha çok yaşamaya başlarsın. Eminim çokça şahit olmuşsundur; bu döngü içerisinde sıkışıp kaldığına…

İnsan aslında bir nevi bir mıknatıstır; olayları, insanları kendine çeken bir mıknatıs…

“Neden hep benim başıma geliyor” sorusunun altında yatan gerçek aslında ne?

Neleri kendinizde değiştirmek isterdik?

Neden başımıza gelen benzer şeyleri, farklı zamanlarda tekrar, tekrar yaşıyoruz?

Başımıza gelen şeyleri tekrar tekrar yaşıyoruz çünkü olaylardaki insanlar, yardımcı karakter oyuncular  değişiyor ama olayın özü ve başrol oyuncusu yani biz değişmiyor. Olayın özü; kişinin kendisinde yarattığı ve yaydığı enerjiden ibaret aslında… Ve bilinçaltına yerleşmiş korkularından, kaygılarından… Kalıplaşmış ve kimi zaman işine yaramayan ön yargılarından…

Nasıl bir enerji ürettiğinizin farkında mısınız?

Hastayım dedikçe daha çok hasta oluyorsunuz, param yok, borç çok dedikçe (her ne kadar mevcut durum bu şekilde olsa da) parasızlığı ve borçları çekiyorsunuz, para kazanamam ki dedikçe, paraya olan inancını hani o çocuklukta çokça duyup bilinçaltına kazıdığın o sözler var ya; sen biliyor musun para nasıl kazanılıyor, ekmek aslanın ağzında gibi gibi, o kalıplaşan inancı değiştirmedikçe var olanı çoğaltıyorsun, gene terk edilirim ben bu şansla dedikçe değersizlik korkunu tetikledikçe sonuç değişmiyor, terk ediliyorsun.

Karmaya gerçekten inanıyorum çünkü insan ne yaparsa kesinlikle bir şekilde ona geri dönüyor. Hal böyle olunca, karmaları temizlemeden dengeye geçmek pek mümkün değil. Bir diğer inandığım önemli nokta da; bir insan sürekli korkularını kafasında evirip çevirdikçe, o insanın korktuğu gerçekleri kendisine çağırdığı ve onu yaşadığı… Neyden çok  korkuyorsan, fark ettin hiç bilemiyorum ama o başına gelmeye başlıyor.

Neyi, kimi yargılarsan aynı olaylar başına geldiğine hiç şahit oldun mu peki? Ne kadar kilo almış, “ne kötü” olmuş diye kafandan birileri için geçirdiğin bir düşünce ya da daha da kötüsü ağzından dökülen kelimeleri hatırla veya bunu dile getirişin bile aynı enerjiyi aktive ediyor ve bir bakıyorsun zamanla sen anlam veremediğin bir şeklide kilo almışsın. Dikkat; “ne kötü” kelimesi! Bazı kelimelerin sihir etkisi var. Olumsuz düşünceleri bırakmadan olumluyu getiremezsin, bunu da buraya not düşelim.

Birileri sürekli düşüncelerini onaylamıyor mu; şöyle bir geçmişi tarayalım bakalım acaba sen zamanında kimleri onaylamamıştın?

Neden seninle ilgilenmeyen, ilgisiz, duyarsız, evlilikten, ilişkiden kaçan bir eş/partner var hayatında ya da hep öyle adaylar? Şöyle bir geçmişi tarayalım bakalım sen zamanında aynı yaklaşımları kimler için tercih etmiştin? Nasıl bir enerji yayıyorsun da bu tarzlar hep sana denk geliyor; muhtaçlık enerjisi mi enerji alanında yayında, bağlanma, sevilmeme, terk edilme, aldatılma, değersizlik korkusu mu kodlamalarında var? Sen dile getirmesen ya da yansıtmadığını sansan da karşındakinin bilinçaltı bunları hissediyor.

Neden hep aynı tipteki adamları, kadınları çekiyorum diye kendine diye soruyor musun? Neden hep terk ediliyorum, aldatılıyorum veya bir ilişkiye başlaya mıyorum? Çocukluk döneminde anne ve baba ile yaşanan ilişkine bir inersen, o dönemde hangi korkular, hangi yaşadığın eksiklikler, hangi suçlanmalar veya çocukluk dönemi travmaları bilinçaltında kodlandı? Derin yaralar açtı? Anne veya babaya duyulan öfke, ebeveynlerden birinin diğerini aldatmış ya da terk etmiş olması veya yürümeyen bir ilişkileri varsa onların ilişkilerini bilinçaltında düzeltme isteği acaba şimdiki hayatında hep aynı tip düzeltmen gerektiğini hissettiğin insanları mı sana doğru çekiyor? İçindeki değersizlik korkusu ile karşıdakine “gel ben değersizim, beni üz!” sinyali mi gönderiyorsun yaydığın bu enerji ile?

 “Sen gerçekten kendini seviyor musun? Kendine iyi davranıyor musun? Sen kendini sevmezsen başkası seni niye sevsin, iyi davransın?”

“Sen değersiz hissediyorsan, sana karşındaki niye değer versin.”

Dengede olmak ve dengede kalmak; aslında sorunun cevabı bu…

Yani sırasıyla; kabullenişe geçmek, affetmek ve dengede kalmak… Affetmek; kendini affetmek, bugüne kadar bize zarar vermiş insanları, ilişkileri, olayları affetmek… Bu affetmekten kastım onları haklı çıkartmak ya da yüzlerine sen haksızdın ama seni affettim demek değil; sadece o insanların ya da olayların üzerimize yapışmış kötü enerjilerini üzerimizden atmak için sadece  kendi içimizde affetmek…

Birilerinden, bir şeylerden sürekli bekleyerek ya da beklentilere yapışarak yaşamaya uğraşmamak; birileri tarafından sürekli onaylanma ihtiyacı duymamak, sürekli birilerini mutlu etmek için kendinden aşırı vererek kendini mutsuz etmemek;  anı anda yaşamamak… Aslında kısaca bu saydıklarımı göz ardı etmeden yaşama sadece nefes almak için değil tam anlamı ile tutunarak ama bunu sağlıklı bir zihin ve ruh haline kavuşarak yapabilmek…

Geçmiş karmaları temizlemek…

Değişim için gönül verdiğinde; hayatını, işini ve kendin hakkındaki hislerini DEĞİŞİM YOLCULUĞUNDA yol alacağın birer seçenek yaparken ve kendini geliştirirken bulacaksın. Bunlar evet belki küçük değişimler değildir ve hatta bu yolculukta kimi zaman kendini bunalmış hissedeceksin, pes etme. Bu durumda sabırlı olmak ve kendine güven, sana getireceği güzellikleri gözünün önüne getirmen ve yaşar gibi hissetmen o anki bunalmışlık hissini dağıtmak için en büyük desteğin olacak.

Küçük adımlarla da olsa başladığında bile yenilenme için farklı bir soluk, farklı bir heyecan ve değişim için kopamayacağınız bir istek olacak içinde…

Değişim yolculuğuna başlarken geçmişten bu güne taşıdığın ve bırakamadığın, sana engel olan her ne varsa serbest bırakacağını önce kabul etmeye başlayacaksın,  yaşamının kalitesi arttıkça olmayan şeyler için söylenmek yerine zamanla daha azı ile yetindiğini ve kendini daha çok şükrederken bulduğunu göreceksin.

Hayatı basitleştireceksin o zaman…

Kendine daha iyi davranmayı seçeceksin.

Enerjini emen ilişkileri ve düşünceleri bıraktığını, bunu yaptığında başına iyi olaylar gelmeye başladığını, kişilerin senin kural ve sınırlarına uymalarını istediğini,  geçmişinden gelen şeyleri zamanla üzerinden yolladığını göreceksin.

Unutma; “Değişim yolculuğu metanetli ama harika bir yolculuktur.”

Yeşim Buyurgan


YORUMLAR

Solve : *
15 − 14 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.