DOLAR 32,3278
EURO 34,9783
ALTIN 2309,362
BIST 9079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Yatırım araçlarına fırsat ve tehdit penceresinden bakış

Bu yazımda sizlerle yatırım araçlarıyla ilgili “Birikim, Yatırım, Ticaret, Fırsat, Risk, Kazanç Ve Kayıp” üzerine  fırsat ve tehdit penceresinden çeşitli bilgiler, notlar ve bakış açılarını paylaşacağım. Şimdi yazıyı sonuna kadar lütfen dikkatle okuyun. Bitirince yazıyı yazı başlığına bakarak sadece paragraflar halinde tekrar okuyun. Son olarak da yazıyı baştan sona bir defa daha ama bu defa yüksek sesle okumanızı rica edeceğim. Bu bir test falan değil, sadece dikkatinizi yoğunlaştırmanız için uygulamanızı istediğim bir yöntem. Nihayetinde yazı yatırım araçlarıyla ve size katkısı olsun diye kurgulandı.

 

Hazırsanız başlıyoruz.

Damlaya damlaya göl olan birikimlerimiz, akıllı şekilde yapacağımız küçük yatırımlara, dahası ticarete de dönüşünce kazanç kendiliğinden gelir.

 

Yatırım yapmayı bir şekilde herkes ister, en azından aklından geçirir. Şu araziyi, daireyi alsam veya keşke babam zamanında, 10, 20 hatta 30 yıl önce buralardan, şu bölgeden bir arsa, bu semtten bir daire alsaydı, şimdi şu kadar paraya satardık, kaç tane dairemiz olurdu, müteahhit bize yalvarırdı, kirada sürünmezdik, o yatırım yedi sülalemize yeterdi… kapsamında düşünür, konuşur veya böyle konuşan birilerini dinlerken bulur kendisini.

Bu sohbetlerde aklıma “Deve kaç paraya” fıkrası gelir. Bilenler bilir, bilmeyeneler için kısaca özetleyeyim fıkrayı. Yaşlı bir adamın oğlu sürekli babasına baba deve alalım bak develer çok ucuz diye söylermiş. Babası da oğlum deve kaç para diye sorar ve sonra da alırız ama şimdi zamanı değil dermiş. Baba deve almanın zamanı değil diye cevap verirken aslında gücümüz imkanımız buna müsait değil, paramız olunca alırız dermiş aslında.

Günün birinde baba oğluna hayvan pazarına gidip 10 deve al der. Oğlu da bilmiş bir tavırla; şimdi, deve çok pahalı, hatta sana birkaç yıl önce deve alalım diye söylediğimde bunun yarısı idi fiyat diye başlamış söylenmeye. Babası da oğlum o zaman bir deve alacak paramız yoktu, şimdi 10 deve alacak paramız var, git al der. Baba geçen yıllarda birikim yapmış, ticareten parasını artırmış ve zamanı gelince de deve ticaretini de yapmak için oğluna git 10 deve al demiştir.  Aklıma gelen bir başka detay ise “Eskiden buralar hep dutluk idi, bak şimdi her taraf bina doldu keşke buradan zamanında yer alsaydık” sohbetidir.  Aklıma acaba o zaman dutluk alacak paranız var mıydı? Sorusu gelir ama nadiren sorarım karşımdakine çünkü ne hayalleri yıkmak isterim ne de havanda su dövmek.

 

Birikim yapmak, öz kaynakla reel yatırım yapmanın ön koşulu. Küçük birikimler dahi büyük farklar yaratabilir. Örneğin neredeyse annelerimizin büyük bir çoğunluğunun yaptığı oğlum küçük de olsa birikim yapıyorum, ara sıra da olsa bir çeyrek veya yarım altın alıyorum, kötü günler için bir tarafa koyuyorum demesi, yani birikim yapması. Babalarımızın gücüm bu ay buna yetiyor şimdilik şu kadar USD veya EUR aldım bir tarafa koyuyorum demesi de sanırım çoğumuz için tanıdık bir birikim, tasarruf yaklaşımı.  Çocukluğumuzda bize alınan kumbaralar, adımıza açılan küçük tasarruf hesapları, son zamanlarda ise BES “Bireysel Emeklilik Sistemi” hesabı çoğumuzun bildiği birikim sistemleri haline geldi. BES’e verilen %25 devlet katkısı da önemli bir destek. Annelerin komşular ve arkadaşlarıyla yaptığı altın günleri, uzun yıllardır da Döviz ve Altın hesabı birikimlerini unutmayalım.

 

Yatırım talepleri ilk önce yakın çevre ile konuşulur onlardan para istenir malum. Yani Arkadaşlar, Aile ve risk iştahı yüksek Aptallar tarafından Girişimlere, Startuplar, Projeler ve bazen de getirisi yüksek diye, yüksek olacak diye birileri çok kazandı diye oldukça riskli, genelde hiç bilgi sahibi olunmayan alanlara yatırım yapılır. Çıtayı yükselttiğimizde ise akla gelenler arasında Bankacılık yatırım ürünleri, Döviz, Forex, Borsa hisseleri, Kripto paralar, Fonlara yatırım yapmak gelebilir. Bu konularda genelde kulaktan dolma bilgiler, falan şöyle dedi, eniştem falan yerden duymuş, millet parayı çuvalla götürüyor, oturdukları yerden dünyanın parasını kazanıyorlar… ben de gireyim şu işlere, arabamı, evimi satarım, hanınım bileziklerini de bozdururum, yetmezse kredi çekerim…. Nasılsa kaç katı para kazanacağım krediyi de öderim, hanıma bilezikleri tekrar almak yanında bir de kolye seti de alırım, evin ve arabanın en iyisini alırım nasılsa diyerek gözü kapalı tüm malını, mülkünü, birikimini yatırıp, üç vakitte de elindeki avucundakinden olur bilinçsiz ve bilgisiz yatırımcı. Hele bir de az okuyorsa, ekonomi programlarını spor veya magazin programı gibi izliyorsa, kendine aşırı güveniyorsa, neredeyse bu tür her yatırımcının kısa vadede biraz kazanma şansı da olsa orta ve uzun vadede neredeyse tüm birikimini ve mal varlığını kaybetmesi kaçınılmazdır.

 

Çoğu zaman bu tür yatırımlar, yani sistem hakkında bilgi sahibi olmadığımız, hızlı hareketleri takip edemeyeceğimiz işlemler nedeniyle, bir çeşit kumar oynamak gibidir, hani zar atmak, yazı – tura veya bul karayı al parayı oynamak gibi.. Bir iki kazanabilirsiniz ama sonuçta kaybedersiniz. Risk almamak, hatta riskin farkında olmamak kaybetmenizin temel nedenlerindendir. Eğer ben hata yapmam, kül yutmam, riski büyük işin kazancı da büyük olur diye birilerine kanarak veya gördüğünüz bazı çok cazip fırsatlara gözü kapalı yaptırım yaparsanız, gözünüz gibi baktığınız birikimlerinizi, mal varlığınızı çok hızlı kaybedebilirsiniz.

 

Bir benzetme ile sanırım konuyu somutlaştırmak mümkün. Çok kazanç sunan, sistem içindekilerin hep kazandığı söylenen, sizin de kazanacağınızı söyleyen sistemler ya banker, ya ponzi yani Network pazarlama, MLM yani çok katlı pazarlama modelleri, falanca dolandırıcılık sistemleri ile ilgili olabilir. Daha somut örnek ise o karşınızdaki sanal karakter, sanal dünya, üç kağıtçı, sahtekar, konsimatris tavırlı bazen de yol yapan üçkağıtçı veya dolandırıcıdır. Kazancı gösterir ama size vermez. Size parfüm şişesi gösterilir ama gerçekte o anki kokuyu satın alırsınız. Günün sonunda hep kaybeden siz olursunuz. Önce paranızı, birikimlerinizi, kredinizi sonra sağlığınızı hatta ailenizi kaybedebilirsiniz. Unutmayın komşunun tavuğu size kaz görünebilir, komşunun bahçesindeki çimler daha yeşildir. Kısaca Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz.

 

Türk insanın yatırım deyince aklına ilk ev almak gelir. Aman başımızı sokacak bir evimiz olsun diye ödeyemeyeceği banka kredisine dahi başvurur. Eğer alacağınız ev 600 bin TL ise sizin de 100 bin TL civarı paranız varsa kalan tutar için de kredi kullanmayı düşünüyorsanız, ilk çıkmaz sokak ve kapalı döngüye girmiş olursunuz.  Dikkat toplam ne kadar faiz ödeyeceğiniz, aylık taksit tutarı ne kadar olacak ve 120 ay ve üstü örneğin 180 ay yani 10, 15 yıl için toplam maliyetin ne olduğunu, size verilecek kredinin cazipliği değil sizin ödeme kabiliyetinizi iyi düşünmeniz, hesaplamanız gerekiyor.

Hesaplamak çok kolay alacağınız kredi tutarını vadeyi yazın hangi bankaya toplam ne kadar ödeyeceksiniz hemen öğrenebilirsiniz. Sonuçta yıllarca kredi ödedikten sonra evinizi satsanız hatta bankaya geri verseniz de bankaya borcunuzu kapatamazsınız. Dahası sonra da banka biriken, ödeyemediğiniz borçlara gecikme faizi uygular, size yardımcı olmak için yaklaşımıyla.

Banka ödeyemediğiniz taksitleri daha yüksek kredi faiz oranı ile yeniden yapılandırır ve size ek süre tanır, sonra araya avukatlar ve haciz girer yine ödeyemezseniz Banka da tüm alacaklarını bir varlık yönetimi firmasına borcun bazen %5-10 tutarına satar, borcu da zarar yazar.

Katlanarak büyüyen borcunuz peşinizi uzun yıllar bırakmaz. Ara sıra çıkan dedikodu gibi, bazen de siyasilerin demeçlerinden devlet bireylerin de banka kredi borçlarının önce faizini silecek, sonra da ilk borçlanılan tutar taksitlendirilecek hatta belli tutarların altında tüm borç silinecek diye muhtemelen sizin de duyduğunuz şehir efsanesi, büyük bazı firmalar için gerçekleşebilir. Oysa bu sicil affı, ek olarak Barter ve ürün ve hizmet ile borcu ödeme şeklinde olması gereken kolaylık bireyden kobiye, esnafa herkesi kapsasa, gerçekten bir sıfırlanma olsa aslında ne güzel olur değil mi?

 

Başka bir birikim ev, araç alma sistemi ise Katılım ve Evim sistemleri bilindiği üzere, bu konuda da geçtiğimiz aylarda kapanan Evim firmaları ve mağdurlarının bize Banker ve batan Banka mağdurlarını hatırlattığını kolayca ilişkilendirmek mümkün. Size vaad edilen ne kadar gerçek olabilir diye düşünün ve araştırın, reklamlara kanmayın. Öte yandan deneyimli ve doğru modelle hizmet sunanlar da var. Size düşen konuyu, firmayı, sözleşmeyi dikkatli incelemeniz, toplam maliyeti ve ileride taksitleri ödeyemeyince birikimlerinize ne olacağını tam olarak anlamanız olacaktır.

 

Unutmayın ev almak çoğunlukla bir yatırım değildir, evet nihayetinde geçen aylar ve yıllar itibarı ile ev değerlenir, siz paranızın değerini koruduk hatta artırdık diye düşünebilirsiniz. Eğer içinde oturuyorsanız hatta kiraya dahi verdiyseniz genelde tahmin veya hayal ettiğinizden az kazanırsınız. Eğer ev alıp satıyorum, hatta eski daire alıp için yapıp satıyorum diyorsanız, bu konuda deneyiminiz varsa, ya da işi bilen birileri hatta bir ekiple çalışıyorsanız o zaman başka. Bu durumda zaten evi piyasa değerinin altında alır, gerekirse tadilat yaptırıp aklınızdaki kazanç oranını yakalayınca da hemen satar ve benzer işlemlere ekip olarak devam ederseniz, kazanırsınız. O aşamada emlakçıya ne kadar komisyon ödediğinizin, alım satım tapu masrafının, tadilat masrafı falan yani yaptığınız ödemelerin kazancınız yanında önemi yoktur. Para yani sermaye veya bulacağınız yatırımcı önemli ama deneyiminiz yoksa bu işlerden anlamıyorsanız işiniz zor, aldığınız fırsat, kelepir gibi görünen ev ciddi sorunlarıyla üstünüze kalır uyarırım.

 

Son yıllar ve özellikle aylarda en favori yatırım aracı Bitcoin, Altcoin, NFT olarak göze çarpıyor. Hadi biraz okuduk, TV’de program, YouTube kanallarından da birkaç uzman falan izledik de Bitcoin ve diğer kripto paraların ne olduğunu anladık, nasıl paralar kazanıldığını gördük ve bu işe gözü kapalı girelim dersniz ve orada da karşımızı dolandırıcılık, bazılarının kazandığı ve genelde küçük yatırımcının hızlı hareket edemediği, bilgisiz olması ve risk iştahı bazen de açgözlülük yüzünden eninde sonunda ama büyük oranda birikimlerini kaybettiğini gerçeği çıkar.

NFT ise başka bir dünya. Bir blok zincire kaydedilen milyonlarca USD karşılığı satılan dijital varlıklara bağlı sertifikalar. Anlayan beri gelsin.. Bir diğer yatırım şekli ise Shitcoin örnekleri, tavsiyeleri olarak karşımıza çıkıyor. Bunlara birbirinin kopyası olan köpek coin’ler; Doge, Shiba, Floki dahil edilebilir. Ancak bu tür tam olarak gerçek dünyada kullanım amacı olmayan, ilişkisi olmayan coin’ler token’ler sizi bu işin sadece bir balon olduğu düşüncesine itmesin. DeFi adı altında, bildiğimiz bankacılık sistemini daha adil ve güvenilir bir hale getirmek isteyen bir çok proje de kripto altında yer alıyor. Tabii öte yandan stablecoinler yani reel para birimlerine sabit olan USDC, USDT, BUSD gibi stablecoin’lerin de yüksek marjinle beraber oldukları miktardan çok daha fazlasıyla alım satım yapılması da herhangi bir krizde zincirleme reaksiyon başlatıp bütün piyasayı çökertebilir.

Kısacası; dogecoin, Shibacoin, PancakeSwap, Cardano, BitTorrent derken, en çok bilinen Kripto paralar ise Bitcoin ve Ethereum sonra karşınıza Token çıkıyor.. derken kulübünüz de bu işe girdiyse … kafanız allak bullak mı oldu? Lütfen dikkat edin.  Kripto piyasalarına uzun yıllardır eleştiri var. Örneğin 2014 yılında kripto paralar Dark Web üzerinden bir siteye, Silk Road, giriliyor ve kanundışı işlemler, uyuşturucudan silaha kadar çeşitli ödemeler için kullanılıyordu. Durum bu olmasına rağmen bir ödeme aracını eleştirmek pek de doğru sayılmaya bilir çünkü bu işlemde dahi Kripto Currency bir para birimi, ödeme aracı. Unutmayalım ki dünya genelinde kabul göre USD Amerikan Doları da bu yönde eleştiriliyor malum. Öte yandan Kripto dolandırıcılığı örnekleri de var. Küçük bir araştırma ile 2016 yılında BitConnect firması yatırımcılara bir yılda %480 taahhüt ettiğini, Ponzi olmakla suçlandığı 2018 yılında iflas ettiğini, Plexcoin 2017 yılında çıktı ek olarak PlexWallet, PlexBank ve Plexcard da sunduğunu, çok daha çarpıcı olarak yatırımcılarına 29 günde %1354 kazanç önerdiğini, 15 milyon USD satış yaptığını göreceksiniz. Bir başka örnek ise OneCoin uluslararası etkinliklerle yatırımcılardan 30 milyon USD toparladı. Centra tech ise Kripto Ödeme kartı çözümü şeklinde çıktı, ünlü kişiler tanıtımda kullanıldı ve en az 32 Milyon USD topladı. Bir diğer örnek ise Pincoin/IFAN 2018 yılında çıktı, iyi bir intiba bıraktı, ayda %40 getiri önerdi 660 Milyon USD topladı. Firma birden kayboldu.

 

Son ama en az önemli olmayan detay ise kripto paralar için karşılığının olmaması suçlaması var. Peki, bu durumda karşılığı olmadan para basan devletlere ne demeli? Öte yandan Kripto paraların çoğunun batması da çok doğal çünkü altları boş. Batan borsa örneği ise Thodex ilk akla gelen. Borsalar merkezi veya merkeziyetsiz olanlar da var dünyada. Özellikle merkezi borsalara şüpheli ve çok vaatte bulunanlara dikkat ediniz, canınız yanmasın. Son aklıma gelen örnek ise SQUID Game Token. Aynı isimli bir NetFlix sitesi de var. Belki oradan da dikkatinizi çekmiştir. Basından gördüğüm kadarı ile bir hafta kadar önce çıktı. Dahası 3. Gününde %110000 (YüzOnBin) artış gösterdi sonra %99 çakıldı. Sosyal medya hesapları bile kapandı. Tabiri caizse buharlaştı. Son olarak 4 Milyar USD değere ulaştığını Bloomberg yazmıştı. Ne yazık ki battı denildiğinde dahi alım yapanların olduğunu görüldü. Büyük bir dolandırıcılık yaşandı.

 

Bu konuyu ve yazıyı bazı hatırlatmalar ve uyarı notu ile bitirmek istiyorum. Birikim ve kazançlarınızı sokağa atmayın. Risk alabilirsiniz ama hesaplı risk almak, tüm yumurtaları aynı sepete koymamak gerekiyor. Bir ekonomi programında yapılan sohbette geçen; trendleri okumak, Boğa piyasası, Ayı piyasası, Asit test oranı, Ebitda bizdeki kullanımı ile “Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar yani FAVÖK, ROI yani Yatırım Getirisi, Borç devir hızı, Fırsat maliyeti, Halka arz, Stok devir hızı, Maliyet kazanç dengesi, Girdi maliyetleri, şüpheli alacaklar, açığa satış, direnç, FED, Baz puan, Dalgalanma ve daha birçok terimi peş peşe sıralayan uzmanı magazin programındaki mankenlere bakar gibi dinler veya maç izler gibi izlerseniz, yapacağınız yatırımda kazanç şansınız zor, kaybetmeniz ise neredeyse kaçınılmazdır.

 

Düzenli birikim ve sağlıklı yatırım, tercihen ticaret yapmanızı ve bol kazanç elde etmenizi dilerim.

 

Abdullah BOZGEYİK

Not: Lütfen Dikkat Bu Yazı İçeriği Bir Yatırım Tavsiyesi Değildir. Öte yandan bu yazım salt caydırıcı içerik olarak anlaşılsın da istemem. Çünkü bu yazılanları yapan ciddi paralar kazanan kişiler ve firmalar da var.

Not 2: Şimdi yazının başına dönerek 2. Ve 3. Okumaları yapın lütfen.

YASAL UYARI

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.


YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.