DOLAR 32,4914
EURO 34,9171
ALTIN 2441,799
BIST 9716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Para 3

Para, sayılar aracılığıyla kendini belli ettiğine göre birazda rakamların konuşmasına izin verelim.

80/20 kuralı olarak da bilinen Pareto prensibi para için uygulanırsa:

“Para kazanmada en iyi olan % 20’lik kesimin paranın % 80’ini,  kalan % 80’lik dilimin ise paranın sadece % 20’sini kazanır.” diyecektir.

Dikkatli incelediğimizde Pareto prensibinin aynı zamanda en iyi % 20’lik dilim için de geçerli olduğunu görürüz. Yani, en çok para kazanan % 20’lik kesimin % 20’lik kesimi de (toplamın % 4’ü) , en iyi % 20’lik dilimdeki kişilerin kazandıkları paranın % 80’ini kazanır. Kısaca, para dünyasındaki 100 kişiden 4 kişi, geriye kalan 96 kişinin toplamı kadar para kazanmaktadır.

En çok kazanan % 4’e girmek için çok iyi bir sebep vardır:

Bir daha asla parayla ile ilgili kaygılanmamak ve işsiz kalmayı dert etmemek. Dışarıdan bakıldığında toplumumuzdaki en mutlu insanlar olarak parmakla gösterdiğimiz kişiler işte tamda bu kişilerdir.

Madalyonun birde diğer yüzüne bakalım.  Altta kalan % 80’lik dilimdeki insanlar parayla ilgili endişe içindedirler. Uygarlık tarihi açısından baktığımızda refah seviyesi en yüksek olan çağımız toplumunun en büyük trajedilerinden birisi, insanların çoğunluğunun sürekli olarak parayla ilgili kaygı içinde olmalarıdır.

%80’lik dilimin % 20’si (toplamın % 16’sı) bu durumu kendi çabaları ile gidermeye çalışır. Onlar zaman kısıtlaması olmaksızın istisnasız her sabah akıllarında para sorunlarıyla uyanırlar. Tüm gün ne kadar az paraları olduğunu düşünür, akşam eve geldiklerinde paradan bahseder ve genellikle her şeyin ne kadar pahalı olduğu konusunda tartışıp rüyalarında bile para ile ilgili korkularını canlandırırlar.

% 80’lik kesimin % 80 ise (toplamın % 64’ü) para kaygılarını yaşamlarının içine o kadar nüfuz ettirmişlerdir ki “kurban” psikolojisi ile kendilerini damgalayıp para kaygılarını sıradanlaştırarak gerçek durumlarını görmezden gelmeyi benimsemişlerdir.

Oysa ki gerçek şudur;

Para yapan en iyi % 20’lik dilimdeki insanlar, geride kalan % 80’lik dilimdeki insanlara oranla, ortalama 16 kat daha fazla para kazanırlar. Onlardan daha iyi olan en tepedeki % 4’lük dilimdekiler ise en iyi % 20’lik dilimdekilerden ortalama 16 kat daha fazla para kazanırlar. Kısa bir hesapla %20 ile %4 arasındaki kazanç farkı 256 kattır.

Burada gittikçe büyüyen sayıları takip edememeye başlıyoruz. Dolayısıyla bizim öncelikli hedefimiz en iyi yüzde 20’lik dilime katılmaya karar vermek ve sonra da adım adım en iyi yüzde 4’lük dilime girmeyi nasıl geleceğimizi öğrenmektir. Anlık olarak yüzdelik dilimin hangi kısmında ve hangi duygu içinde olduğumuzu şu sorularla lütfen fark edelim.

Şu andaki para amacımız bizi %20 noktasına ulaştırabilecek mi? Şu andaki para amacımız bizi bugün bulunduğumuz yerden alıp gelecekte gitmek istediğimiz yere götürebilecek mi? Şu andaki para amacımız bizi en çok para kazanan kişilerden biri haline getirebilecek mi?

Tamda burada, uçtaki % 4’lük dilimin, bizimle aynı çalışma düzeninde, aynı eğitim seviyesinde bizim gibi etten kemikten bir bedenle, aynı dünyada, aynı mekânda, aynı işyeri ve hatta aynı rekabet koşullarında kazandıklarını belirtmek gerekir.

Para  1 için TIKLAYINIZ!

Anlaşılan en üsttekiler kendi para kazanma alanlarında kendilerine özel olan kişisel bir avantaj geliştirmiş gibidir. Onların böylesine inanılmaz bir fark yaratmasını mümkün kılan ayırt edici faktörler ne/neler olabilir?

Bu farklılık yaratma-geliştirme konsepti, günümüzdeki en önemli para fikirlerinden bir tanesidir. Bu anlayışta  “Para kazanmaktaki küçük farklılıklar, alınan sonuçlarda devasa farklılıklara yol açar.” En yüksek performansı gösterenlerle ortalama veya sıradan performans gösterenler arasındaki fark, yetenekleri ve marifetlerindeki çok büyük farklılıklar değildir. Bu fark, genellikle birkaç küçük şeyin sürekli, tutarlı ve iyi bir şekilde uygulanmasından kaynaklanır.

Günümüz para dünyasını bir yarış olarak algılarsak her daim  “kazanan hepsini alır” tarzı bir ödül anlayışı mevcuttur. Kaybedene maalesef teselli ödülü yoktur.

Para kazanırken, gelirimizde sıra dışı bir fark oluşturmamız için yapmamız gereken ilk ve tek şey, paranın kilit noktalarında birazcık daha iyi ve farklı olabilmektir. Becerimizdeki ya da marifetimizdeki en küçük bir artış, sadece yüzde 1 bile olsa bize vahşi rekabet koşullarında muazzam bir avantaj sağlayacaktır. Bizi en iyi yüzde 20’lik ve sonra da en iyi yüzde 4’lük dilimin içine taşıyabilecek anlayış işte tamda budur. Bu olasılığa açık olmamak “fakir düşünmekte ısrar etmek”ten başka bir şekilde izah edilemez.

Para 2 için TIKLAYINIZ!

Dünyanın dört bir yanında kendi imkânlarıyla milyoner olmuş binlerce örnek bulabiliriz. Her durumda, onların bu başarılarının sebepleri dışarıda olup bitenden çok içlerinde ne olup bittiğiyle alakalıdır. Tüm farkı yaratan şey zihinlerinin içinde olup bitendir. Başarılı olup olunmayacağını belirleyen temel özelliklerin hepsi zihinseldir.

Eğer bir insan belli ayırt edici özellikler geliştirir ve kendini zihinsel olarak zenginleştirirse diğer tüm koşullar sabit olması halinde her zaman başarılı olur. Şayet para ile ilgili kişisel psikolojik özelliklerimizi geliştirebilirsek bu temel taşlar bizim para kazanma konusundaki bireysel başarımızın temelini oluşturacaktır.

Mehmet Resul AYUN https://www.novarge.com.tr/blog/kripto-para-egitimi.html

YASAL UYARI

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

ETİKETLER: ,

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.