DOLAR 32,5004
EURO 34,6901
ALTIN 2496,864
BIST 9693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Para  1

İnsanlık tarihini şekillendiren  zihinsel icatların başında gelen para, uygarlık tarihinin binlerce yıllık tasarımıdır. Yaklaşık 11000 yaşındadır. Paranın ilk formlarının ortaya çıkışı, nüfus artışı ve eldeki ürün sayısının çoğalıp arz-talep meselesinin belirginleşmesi ile insan ilişkileri-güven-birlik-topluluk kavramları biçiminde kendini belli etmiştir.  Para, antik çağlardan günümüze yaşamsal ihtiyaçlarımızı taçlandırdığımız ruhu, özü ve şekli açısından kendisine ait bir felsefeye sahiptir.  Binlerce yıllık uygarlık tarihinde bizleri yalnız bırakmayan tek şey paradır.

Para yok iken elbette insan vardı ama insanlık tarihi para ile başlamıştır. İlkel çağlardan bu yana insanın 5 temel korkusunu temel alan bir icattır para: Kıtlık, Terk edilmek, Bilinmezlik, Kaybolmak ve Yenilmek-Yutulmak

Yemek yiyebilirsen kıtlık-açlık çekmezsin,

Büyük bir şey tarafından yutulmazsan yenilip ölmezsin,

Gruba sadık kalırsan terk edilmez, kurallara uyarsan bilinmezlikte tutunur, birlik içinde kalırsan boşlukta kaybolmazsın.

Ana nokta, tutunmaya özellikle de ölmeme mücadelesi için yaşama tutunmaya işaret eden bu korkular  kendisini en iyi para da ifade etmektedir. İster dolar milyarderi Jeff Bezos olsun ister sokak köşesindeki simitçi, hepimizin paraya ihtiyacı vardır.

Konstelasyon (dizim) çalışmalarında aşk, ilişkiler, mutluluk, sevgi, huzur konuları gibi para konularıda sıkça işlenir. Deneyimlerim gösteriyor ki “Büyük Konular” dediğim bu genel ifadeler için “Büyük Sorular” sorup acil ve mucizevi çözümler isteriz.

Hayatımda aşk istiyorum.

Kalıcı ve doyurucu bir ilişki istiyorum.

Mutlu olmak istiyorum.

Huzurlu olmak istiyorum.

Çok para kazanmak istiyorum.

Burada 2 püf noktası üzerinde durmak istiyorum.

İlki, bu büyük konuları bir türlü çözemiyor oluşumuzun dışarıya doğru bir genelleme yapmaktan kaynaklı olduğudur.

Örneğin sevgi konusunu ele alalım. Sevgiyi, kendi dışınızdaki kişilerin daima size doğru içtenlik ve sıcaklıkla yaklaşması olarak algılarsınız . Ama hiçbir zaman size ulaşanla  teselli olamazsınız. Burada, sevginin dıştan alacağımız tek bir şey olarak genellememiz değil içten dışa doğru yönlendireceğimiz ilgi, kabul, takdir, şefkat ve kendi olmaya hoş görü göstermek adı altında beşli bir niteliğe sahip olduğunu anlamalıyız. Çözüm elbetteki tek bir şeyden yani insandan çıkar ama insan çeşitliliği gereği çözümler öğelerin toplamı ile belirir. Bir futbol takımının amacı maç süresinde gol atmaktır ama takım 11 kişiden oluşur. Golü atan takımdır, gölü atan forvet kendisine değil bünyesinde olduğu takımı işaret eder.

İkinci nokta “isteme meselesi”dir.

Örneğin “çok para kazanmak istiyorum.” dediniz.

  1. Para gibi büyük ve felsefesi olan bir konuyu genelleyerek ona saygı duymadan basite indirgediniz.
  2. “Çok para istiyorum” diyerek Çocuk Bilinç ile muhatabını belli etmeden kesin olmayan bir talepte bulundunuz. Kimden ne kadar istiyorsunuz?
  3. “Kazanmak istiyorum” diyerek belli etmediğiniz muhatapdan izin isteyip onay talep ettiniz.
  4. İsteğinizin gerçekleşmesi için hareket etmeden eylemsizlik içinde size “lütfedilmesini” beklediğinizi söylediniz. Çocuk Bilinç ile, belirsiz muhatabın size istediğiniz bir şeyi vermesini beklediniz.
  5. İsteğinizi “olmama ihtimalinin umudunuzu kırmaması” adına yuvarlak bir ifade biçiminde “çok” diye dillendirerek korku temelli dışavurdunuz. Ve korkunuzu, “daha önce çok para vermediği, hatta şu anda parasız olduğunuzu söylemeniz, yani sırrınızı kabul ve açık etmeniz nedeniyle “öfke” şeklinde ifade ettiniz.
  6. İsteğinizi söylediğiniz o belirsiz muhatabın kim/ne olduğunu (anne, baba, yaratıcı, evren, patron vb.) gayet iyi biliyor ve o şeyin gazabından dolayı çekindiniz.
  7. Ve isteme meselesinin temelinin “utanç” konulu ilk çocukluk travmalarından kaynaklandığını ayırt edemiyor ve o travmayı şifalandırarak onunla temas etmekten kaçınıyorsunuz. Çünkü cesaretle o travmayı şifalandırırsanız kimliğinizi  sonsuza dek kaybedeceğinizi düşünüyorsunuz. Ya daha da kötü olursanız?

Şu an dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminin serveti, geri kalan yüzde 99’luk kesimin servetinin toplamına eşit durumda. Bu da gösteriyor ki “neredeyse hiç kimse” paranın ruhunu tam olarak  anlayabilmiş  ve para felsefesini henüz çözebilmiş değil.

O halde durumu sağlıklı bir hale getirmek adına ne yapabiliriz?

Para,iş ve organizasyon (şirket) konstelasyonları, danışanın yaşadığı tıkanıklık, donukluk ve sonuçlanamama enerjileri üzerine yoğunlaşır.

Konu daima şu an stratejilerimizle görmeme veya örtbas edilen “şey” üzerine cesaretle gitme deneyimidir. Bu nedenle öncelikle yapılması icap eden şey Yetişkin Bilinci ile “kendine ne olduğunu – neyin yolunda gitmediğini fark etmek”dir. Sonrası bu farkındalığı şifalandırmak için yolunuzu cesaretle seçmeniz ile “hareket”lenecektir.

Para, okyanusta hareket eden teknenizin dümenidir. Hareket ettirdiğiniz sürece yol alır, yönlenirsiniz. Söylenilenin aksine para siz değilsiniz. Para, yönünü sizin niyetinizden alan yansız bir maddedir. Para, az ya da çok, hep sizinledir, sizledir.

M.R. AYUN


YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.