Hiyerarşinin hızlı düşüşü!
Yeni normalin tanımını herkes kendi açısından yapıyor. İK’de yeni normal, eğitim sistemlerinde yeni normal, finans yönetiminde yeni normal. Dijitalleşmede 10 yılda alınacak yolu birkaç hafta içinde almış olan iş dünyası, yeni normale kelimenin tam anlamıyla ışınlandı. Ve bu dönüşüm beraberinde son derece yatay organizasyon yapıları da getirdi. Hiyerarşi yeni kuşakların zaten pek hazzetmediği bir kavramdı, dijitalleşme ile birlikte tamamen düşüşe geçti.
Dijital dünya bürokrasi sevmiyor!
Yeni normal dijital dönüşümü hızlandırdı. Dijitalleşmeden en önemli beklentimiz ise yaşamın kolaylaşması, iletişim ve hız. Bu üç kavramın beraberliği bürokratik işlemleri doğal olarak yok ediyor. Bürokrasiye en alışık liderler bile -çoğu bizim kuşaktan- bir WhatsApp mesajıyla bütçe onaylamaya alıştılar. Birden fazla kişinin imzası mı gerekiyor? Tamam o zaman herkesi içine alan bir grup kurarız olur biter! İş bu kadar basit. Birkaç nesil önceki kuşağın alışık olduğu deri ciltli, parlak yaldızlı imza dosyaları geldi aklıma şimdi, gülümsedim. Genel müdür bir evrak imzalayacağı zaman, o deri dosyanın içine konurdu evrak, kendisine takdim edilirdi, o da özel imza kalemiyle afili bir imza atardı. İmza dosyaları sayesinde eğer yöneticinin yanında birilere var ise evrak mahremiyeti de sağlanırdı.
İnanın bürokrasiden geriye anımsanacak bir tek iyi şey kalmışsa o da imza dosyasıdır, benim aklıma başka bir şey gelmiyor. İşleri yavaşlatmayı amaçlayan bir kurgu içindeydik sanki. Karar vermek ne kadar zorsa yürürlüğe koymak da o kadar zordu. Yeni nesil ilk işe başladığında kafasına balyoz gibi inen bu bürokratik tavır, yine yeni nesil sayesinde zaman içinde değişti. Bence koronavirüsle gelen dijital dönüşümle birlikte tarihe gömüldü.
İş birliği dönemine hoş geldiniz!
Yeni neslin sağlıklı ve mutlu nefes alması iş birliği ortamının geliştirilmesi ile mümkün. Statü ve gücün yerini yenilikçilik ve hız aldı. Farklı ve yaratıcı fikirlere sahip genç profesyoneller iş dünyasını hızlandırdı ve binlerce yıllık iş geleneğinin dokusunu değiştirdi. İçlerinde gerçekten başarılı olanlara baktığımda eskinin iyi yanlarını, deneyimin gücünü yanlarına aldıklarını görüyorum. Fakat yeni kurallar yazıyorlar, bu kuralları beğenmezlerse yarın yine yazıyorlar. Yatay yapılar oluşturuyorlar, yeni fikirlere ve yaklaşımlara şans tanıyorlar. Akla hayale gelmedik fikirler ortaya koyuyorlar ve başarılı da oluyorlar. Olmadı mı, yeniden başlamak için gerekli zamanları ve enerjileri var. Bürokrasinin onlardan çaldığı zamana tahammülleri yok.
Yeni normalde liderlik
Dijitalizasyon çevikliği beraberinde getiren bir kavram. Korona öncesi ve sırasında bazen öyle hızlı kararlar aldık ki, metodolojisine hâkim olmadan çevik şirketler, çevik yöneticiler haline dönüşüverdik. Şimdi bunu ele almanın tam zamanı. Hazırlıksız olduğumuz bir krizde çevik davranmak zorunda kalırken neleri doğru neleri yanlış yaptık? Çevik bir çalışma biçimini egzersiz etmiş olsaydık neleri daha iyi yapabilirdik? Geriye dönüp hangi adımlara müdahale etme şansımız var? Dönüşüm devam ediyor, gecikme yok, buralara bir bakmanızı öneririm?
Okuduğum bir makale liderlerin kendilerine şu soruyu sormaları gerektiğini söylüyordu: “Organizasyonel amacınızı kontrol edin. Amacınız hala önemli mi?” Çok kritik bir soru bu. Yanıtınız evet ise sorun yok, büyük bir değişime ihtiyacınız yok. Fakat yanıtınız hayır organizasyonel amacımız artık eskisi gibi önemli görünmüyor diye düşünüyorsanız, değişimi hayata geçirmek için hazır, istekli ve kararlı olmalısınız. Anlam ve amaç peşinde koşan yeni nesil paydaşlara varlık nedeninizi, ne için çalıştığınızı anımsatmak için değişime açık olmalısınız.
Amaç ile ilgili soruları akıl birliğiyle yanıtladıktan sonra şunu da unutmamamız gerekiyor, amacımız aynı kalmış bile olsa taktiklerimizin değişmesi gerekiyor. Farklı senaryolara hazırlıklı olmalıyız. Sürdürülebilirlik, yeni iş dünyası gündeminin ilk sırasına oturmak zorunda. Bugün koronavirüsün etkilerine yönelik mücadelemizi, uzman görüşlerine göre çok da uzun olmayan bir zaman dilimi sonunda iklim değişikliği konusunda yaşayacağız. Tüm senaryolara hazırlıklı olmak, yeni normal liderliğin olmazsa olmazı…
Çok uzak bir ihtimal gibi düşünüyorsanız, hemen bu konuda kendinizi güncellemenizi öneriyorum.
Tüm düşüncelerimin özeti aslında şu; değişimi yönetmek için iyi liderliğin önemi büyük. Düne kadar önemli saydığımız her şeyi yeniden gözden geçirme cesareti ise aranan liderin en önemli özelliği. Değişimi kucaklayarak, çalışanlarına ilham olmayı başaran liderler ile bizi daha umutlu bir geleceğin beklediğine inancım sonsuz.