DOLAR 32,5658
EURO 34,8789
ALTIN 2431,812
BIST 9645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Kent, boş zaman ve yürümek

15.07.2020
A+
A-

Boş zaman değerlendirme günümüzde kent insanı için son derece önemli hale gelmiştir. Kent yaşamı kendine özgü bir eğlence tarzı doğurmuş ve insanı da bunun içine katmıştır.

Kent, boş zaman ve yürümek

‘Bugün boş zaman değerlendirme olarak görülen eğlenme ve dinlenmenin iki önemli boyutu izlenmektedir: Ev içi eğlence ve kamusal eğlence (Bilsin 2007, 107) . Ev içi eğlencede daha çok kitle iletişim araçları kullanılmaktadır; televizyon, bilgisayar ve teknolojik içerikli oyunlar, sosal medya,  internet erişiminin olanak tanıdığı çeşitli konularda sunulan her türlü bilgi almaya ve/ veya eğlenmeye olanak tanıyan yapılar, kitap okumak sayılabilir. Kamusal eğlence alanları ise; piknik ve yürüyüş alanları, park ve sahiller, sineme ve tiyatrolar,  alışveriş merkezleri, kafe ve çay bahçeleri, restaurantlar, kavehaneler, internet kafeler, kitap kafeler ve hatta tekrar özellikle ülkemizde  son yıllarda sayısı artan nargile kafeler sayılabilir.

Kent, boş zaman ve yürümek

Kentlerde belli semtlerin belli eğlence tarzı ve mekanları ile özdeşleşmiş olduğundan, genellikle bir çok eğlence mekanının toplumun sosyo-ekonomik yapısına göre bir talep gördüğünden bahsedebiliriz. Örneğin kahvehaneler daha çok alt gelir seviyesine ait erkekler tarafından tercih edilen iskambil, okey,  vb oyunların oynandığı ve çay,  kahve, meşrubat gibi içeceklerin sunulduğu yerler iken ;televizyondan izlenebilen üst gelir seviyesine hitap eden bir çok mekanlar, eğlence ve gece kulüpleri de mevcuttur.(1)

Kent, boş zaman ve yürümek

Günümüzde büyük şehirlerde oldukça büyük nüfusa ev sahipliği yapan ‘site’lerin sayısı son derece artmıştır. Bu siteler çok çeşitli imkan ve özellikler sunmaktadır. Açık ve kapalı spor salonları, havuz, restaurant,  kafe, sauna ve hatta günlük alışveriş imkanı da sağlayabilmektedir.Kentlerde yaşayan insanların güvenlik,  trafik ve kolaylık açısından alışveriş merkezleri ve bu tür toplu yaşamın mevcut olduğu kalabalık konutlarda vakit geçirmektedir.

Kent, Boş zaman ve Covid-19

Metropol yaşantısının insanlarda oluşturduğu yaşamsal alışkanlıkların tamamen değiştiği ve sınırlandırıldığı,  dolayısı ile eğlence ve boş zaman mekansal dinamiklerin ve pratiklerin de son derece değişime uğradığı bir süreç yaşandı ve hala da yaşanıyor.

Özellikle ülkemizdeki uygulamalarda sahil ve ormanlara da girişin kısıtlanması,  alışveriş merkezlerinin ve toplu halde bulunulan ortamlarda bulunmasının kısıtlanması ve tehlikeli hale gelmesi boş zaman ve eğlence anlayışının da değişmesine sebep olmuştur. Özellikle insanın en alışageldiği ve büyük şehirlerde günlük yaşantının dışına çıkarak doğa ile baş başa kaldığı, son derece iyileştirici bir işlevi olan sahil ve orman yürüyüşleri sınırlandırmış oldu.Öyle ki rutin yaşantımızda belki de yürümemek için taksi veya toplu taşıma kullanmayı tercih ederken aslında insanın ayakta gerçekleştirdiği ilk hareket olan yürümenin, yaşantımızdaki anlamını farkettik.

Özellikle altmış beş yaş üstüne getirilen sokağa çıkma yasağı ve bu yaş grubunun zaman zaman bu kurala uymakta güçlük çekmesi yürümenin ne kadar özgür hissettiren,  günlük yaşantımızın içinde ne kadar varlığının farkında olmadığımız bir işlevsel anlamının olduğunu farketmemizi sağladı.

 

   Yürümek

‘Uzun uzun yürümeyi özledim. Altı sene önce bu cümleyi yazabileceğime hiç ihtimal vermezdim. Ev ile okul arası yürüme mesafesi en fazla yarım saat olmasına rağmen Yaprak Taksi ile gidip Hukuk Taksi ile dönmek bana hala isim isim yâd ettiğim birçok arkadaş kazandırmıştı ama o günlerin telaşı yürümeyi de iyiden iyiye unutturmuştu.

Şifa bulmak niyetiyle yürüyen insan kervanlarına katılmanın ortaçağdan günümüze süren hac yolculuklarının ana nedenlerinden biri olduğuna dair kısmı bitirdiğimde, iyileşmek ve iyileştirmek için yürümenin önemini neden bu kadar geç kavradığım sorusunu kendime sordum.’(2)

İnsan bir kere ‘yürümeye’ başlayınca duramıyor. Yürümenin hazzına varmaya görün, hep daha fazla adım atma isteği oluşuyor. Bunun ‘yürüme’ eyleminin insanı ‘değiştirme’ gücünden geldiğini düşünüyorum. Şöyle: Neticede yürüme eylemi ‘yolda’ yapılır. Yol, ‘değişim’ üzerine kuruludur. Çünkü yola çıkmak, problem yaratır, belirsizlik içerir ve adım atmaya başladığınız anda çözümler bulur, gelişir, değişirsiniz. “Önemli olan, yol değil yolcuktur”(3)

‘Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu düş, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri…(4)

Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar.’ Yürümek çok çeşitli şekillerde önümüze çıkmaktadır. İnsanoğlu kimi zaman kendini ifade etmek,  kimi zaman hakkını savunmak için yürümüştür .

Tüm amaçlı yürüyüşlerin dışında da kendi başına yaratıcı bir eylemdir .İşe gitmek,  eve gitmek veya alışverişe gitmek gibi ihtiyaçlar dışında da kendi felsefesi olan bir faaliyettir. İnsanın ruhsal,  bedensel ve bireysel olarak gelişimine de ‘yol’ veya ‘yolculuk’ dememizin,  ‘hayat yolu’ diye adlandırdığımız bir yaşam sürecinden bahsetmemiz yürüyüş faaliyetini salt bedensel bir tanım olarak ele almadığımızın göstergesidir. Yolda olmak,  yolcu olmak da felsefede çok karşımıza çıkan tanımlamalar ve çoğu zaman da metafor olarak kullanılmıştır.

Yürümenin bedensel olduğu kadar zihinsel bir iyileştiriciliği de vardır .Yeryüzü ve doğa ile bütünlük hissi yaratır insanın içinde.

Bir şehri tanımanın,  onun nabzını hissetmenin yolu da sokaklarında yürümek,  kaybolmakla mümkündür.

Psikoterapist Can Gürsoy, “Hafızamız, düşüncelerimiz, duygularımız, anlamlarımız, tercihlerimiz, kişiliğimiz; bizi biz yapan her şey beynimizde salgılanan kimyasalların eseridir” diyor ve ekliyor: “Yapılan bilimsel araştırmalara göre, düzenli yapılan yürüyüş sayesinde serotonin ve endorfin nörotransmitterlerinin salgılanmasını artırabiliriz. Serotonin nörotransmitterinin salgılanması arttığında, kendimizi canlı ve zinde; azaldığında ise depresif, zihnen ve bedenen yorgun hissederiz. Benzer şekilde ağrı kesici görevi olan endorfin salgılandığında, kendimizi mutlu ve huzurlu hissederiz.” Bu nedenle Gürsoy, kendimizi zihnen yorgun, mutsuz ve huzursuz hissettiğimiz zamanlarda yürüyüş yapmanın üzerimizde yaratacağı değişime bir şans vermemiz gerektiğini hatırlatıyor. “Biz ‘beynimizin’ eseriyiz. Değişim ise hayatın tek talebidir. İhtimallere kendini açan ve değişime izin veren bir kişi ‘yürüdüğü yolun’ ona sunacağı manzaralara kavuşabilir”.(5)

Nietsche, Thoreau, Rousseau, Rimbaud, Kant, Freaud ve daha bir çok düşünür yürümekten ve yürümenin yaratıcı düşünmeye olan katkısından bahsetmişlerdir. ‘’Frontiers Psycology’de yayımlanan bir araştırma da yürümenin bu özelliğinden bahseder.

Yürümek eylemi tarih boyunca birçok kitaba da konu olmuştur .Frederic Gros,, Robert Louis Stevenson, Lauren Elkin, Rebecca Solnit, Sevgi Soysal bu yazarlar arasındadır. Eser Köker Yürümeyi Özlemek’ yazısında bu kitaplara da değinmiştir.

‘Girne’nin fitne kokulu sokaklarından Ankara’nın leylak kokulu sokaklarına, yürümeyi yeniden öğrendiğim sıralarda, sadece yürümenin tarihini, felsefesini, antropolojisini değil edebiyatını da yazan, labirentlerden dağ yürüyüşlerine, patikalardan kamp turlarına, yürüyüş temalı dergilerden filmlere, yürümeyle ile ilgili her temayı birbirine düğümleyen Rebecca Solnit’in Yol Aşkı adlı kitabını okuyan yazar ayrıca yürümek ile ilgili kitaplara da değinir.

 

Rebecca Solnit,  tüm tarih boyunca,  kadim zamanlardan günümüzde, özgür bir şekilde sokaklarda dolaşmasına yasaklar konulan kadınların,  bu eylemi bie amaç uğruna yaptıklarında büyük başarılar elde etmiş olduklarından bahşeder. Hatta kadınların sokağa çıkma nedeninin,  ‘cinsel ilişkiye davetiye çıkarttıklarının düşünülmesi’ olasılığını ortadan kaldırarak,  özgürlük ve haklarına sahip çıkma adına büyük adımlar atmışlardır.haklarına sahip çıkma adına büyük adımlar atmışlardır.

Modern ataerkil düzen kadınların gece tek başına dışarda olma ve yürüme özgürlüğünü kısıtlama da hala hız kesmemiştir.

Kent, boş zaman ve yürümek

Günümüz kent yaşamında kültüre dair her türlü olguyu özellikle yürüyen insanlardan tanımak, anlamlandırmak mümkündür. Şehirlerdeki heykellerin ne kadarının kadın heykeli olduğu,  geç saatlerde veya gece kadınların dışarda olabilme özgürlüğü,  tüm toplumun bir amaç uğruna bir araya gelip kendini anlatabilme özgürlüğü ve hatta mekansal olarak bakacak olursak,  kentin bu yürüyüşlere olanak tanıyıp tanımaması önemli kriterlerdir .

Kent, boş zaman ve yürümek

Çağlar boyu insan için pek çok anlam ifade eden yürüyüş bugün modern kent insanı için unutulan,  pratikte uygulanmayan bir unsur haline mi geliyor? Gerek kadın,  gerek erkek olarak, insanın kendi başına yapabileceği en kapsamlı faaliyet olan yürümenin sosyolojik, felsefi ve bireysel olarak anlamını,  kapsamını,  iyileştirici ve yaratıcı etkilerini hatırlamak için belki de,  çok kanıksamış olduğumuz,  hatta Eser Köker’in de değindiği gibi yürümemek için başka seçenekleri kullandığımız bu kent yaşam kültürüne, tekrar ‘yürüyüş’ katmanın,  ‘adımlar atma’nın vakti çoktan gelmiştir.

 

Şehir pratiğinde çok da hoşlanmadığımız, en doğal eylemimizi, doğallıkla gerçekleştirmek adına yaşanan sürecin hatırlatıcı bir unsur olarak ortaya çıkmış olması tekrar en özden gelen değerlerimizi hem sorgulattı,  hem de hatırlatmış oldu.

NEHİR AKIN

SOSYOLOJİ MA

KİŞİSEL GELİŞİM

Kaynakça

Eser Köker, YÜrümeyi Özlemek,   http://bianet.org/bianet/yasam/224984-yurumeyi-ozlemek

1) Uğur Çolak, Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi http://static.dergipark.org.tr/article-download/ceb0/61a8/dd76/imp-JA64HU62GE-0.pdf?

(2)-(4) http://bianet.org/bianet/yasam/224984-yurumeyi-ozlemek

(3) https://www.dunya.com/iyilik-saglik/insan-yurumeye-programli-bir-makine-haberi-362604

(5) http://www.psychologies.com.tr/yurumek-neden-onemli/

Bilsin, Ayşegül (2007), Kültür Endüstrisi Olgusunun Özel Bir Görünümü Olarak Günümüz Türk Toplumunda Eğlencenin İdeolojik Olarak  Temellendirmesi


YORUMLAR

Solve : *
36 ⁄ 12 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.