DOLAR 32,3309
EURO 35,0754
ALTIN 2298,438
BIST 9056,44
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Çiçekler şehrinde

28.10.2017
A+
A-

Köylerde yapılan gül hasadı ve gül turizmi

 

“Sen düşünceden ibaretsin, geriye et ve kemiksin, gül düşünür gülistan olursun, diken düşünür dikenlik olursun ” demiş Hz.Mevlana

Biz gül düşündük gülistan olduk aşkını anlatan bülbüllerin peşinde kaybolduk. Binlerce gül dalını araladık düşünmeksizin etimize batan dikenleri, narin renkli bülbül kanatlarının mis kokuları arasında biraz hoş, biraz sarhoş ve tarif edilemez mahçup bir kıskançlıkla dolu …

 

Gul

Gül bahçelerinin derinliklerinde görünce telef olmuş dalda asılı minik kanatları ya da kalbe saplanmış sivri dikenleri, anladık Maşuk’un ezgilerinden vazgeçemeyişinin nedenini …Çünkü gül cevap vermişti cefakar bülbülün sesine, eşsiz bir zarafet içinde ve yavaşça aralanan mis kokulu kadifesiyle .

 

Şehrin tam ortasına gelince bir azamet kesti yolumuzu ”Kaf Dağı ” sandık değil, buraların hamisi yalnız ve mağrur ”Davraz ” derlermiş adına. Pek şaşırdık uluorta yol keserek hesap soran cesaretine ama, selam vermeden geçilmez geçilirse eteklerine çıkılmaz ”selam olsun” deyip alarak rızasını, biz devam ettik heyecanla dolu yolumuza …

karanlik

Masal gibi bir Isparta yolculuğu böyle başladı işte… Şehrin tarihsel geçmişi de aslında böyle masalsı içerikte ancak bir bakış atınca bu geçmişin pek de kolay yazılmadığını ve tarih boyunca gösterilen sayısız mücadeleler ile derlendiğini görüyoruz .

tarihsel

Anadolu’nun renkli kültürel geçmişi içerisinde sürekli yerleşim gören bu eşsiz güzellikteki Göller Bölgesi ”Pisidia” olarak adlandırılmış önceleri ve Pisidia’ da Psidçe konuşulmuş. Bölgede uzunca süre Hititliler’in egemenliğine direnmişler ama M.Ö 334 yılında Büyük İskender’in hükmüne karşı koyamamışlar. Büyük İskender’in ölümünden sonra sınırları yeniden değişmiş Pisidia’nın . MÖ 281 yılında yapılan savaşla Seleukosların eline geçmiş ve Seleukoslar tarafından Seleukeia Sidera (Atabey-Bayat), Apollonia (Uluborlu),Antiokheia (Yalvaç) kentleri kurulmuş. Seleukos Kralı Büyük Antiokhos’ un Roma ordusuna yenilmesi (MÖ 190-188) sonucunda, kaybettiği toprakları Romalılarca Bergama ve Rodoslular arasında paylaştırılmış, Bergamalıların egemenliğinden sonra kralın vasiyeti üzerine Pisidia bölgesinin de içinde bulunduğu topraklar Roma’ya bırakılmış. Roma da Klikya, Asia, Galatia eyaletleri ile ve kolonileşme ile yönetilmeye çalışılmış,İmparatorluğunun ikiye ayrılması ile de bölge sınırları Bizans’a geçmiş. 

 

Bölgenin Türkler’in eline geçmesi Miryakefelon savaşı ve sonrası III. Kılıçaslan döneminde tam olarak gerçekleşmiş. XIII. yüzyıl başlarında, Anadolu Selçuklu Devleti’nin sona ermesinden kısa bir süre önce Hamidoğulları Beyliği ile yönetilen bölge 1390’da tamamıyla Osmanlı yönetimine girmiş.

 

Isparta, Atatürk’ün Anadolu’da başlattığı Millî Mücadelede ilçeleriyle birlikte 871 şehit, binlerce yaralı vermiş ve Büyük Zafer’i içtenlikle kutlamış bir ilimiz.

 

Atatürk, 6 Mart 1930 günü Kuleönü’ nden Isparta’ya yolculuk yapmış, 1930 sabahı saat 11.00 sularında Eğirdir’ e ulaşmış, Eğirdir Gölünü ve Can Ada’yı çok beğenmiş ve burada büyük bir coşku ile karşılanarak ağırlanmış. Atatürk’ün beğenisi üzerine kendisine hediye edilmiş ada tapusu, vefatı sonrasında ise geri verilmiş .Sonrasında bu tarihi gün Atatürk’ün Isparta’ya gelişini anmak üzere coşkuyla kutlanan bir gün olmuş.

 

Göller bölgesinin başkenti ve incisi Eğirdir balık lokantaları, dünyaca tanınmış kerevitleri ile Starking ve Golden elmalarının en lezzetlisi ile adını duyuruyor. Göl kenarında bulunan elma bahçelerinde Türkiye’nin en güzel elmaları yetişiyor ve baharda açan çiçekleri gerçekten görmeye değer .

AgacDeniz

Sonbaharda göl kenarında yolculuk yaparsanız eğer elma bahçelerinden burnunuza gelen mis gibi elma kokusunu hissedersiniz. Isparta elması, büyüklüğü , sarı, kırmızı, pembe ve yeşil birbirinden güzel renkleriyle Eğirdir kenarını bir inci gibi bezerken elmaların tadı ve kokusu iştah açıcı bir davetiye yolluyor insana.

 

Eğirdir de bulunan bir başka güzellik Eğirdir Gölüne uzanan yarımada üzerinde bulunan Eğirdir kalesi, İç ve dış kaleden oluşan Eğirdir Kalesinin inşa tarihi kesin olarak bilinmiyor ancak bugünkü kalıntıları Bizans döneminden kalma.Çeşitli zamanlarda onarılan kale surları tuğla ve taştan inşa edilmiştir. Dışı kaplama, içi moloz dolgudur. Timur’un Eğirdir’i istilası sırasında hasar görmüş, Hamidoğulları ve Osmanlı dönemlerinde restore edilmiş.

KAF DAGI

Isparta’nın kültürel zenginliği çok fazla ve anlatmakla bitmez bunlardan İslamköy Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma müzesi ; günümüzde demokrasi anlayışı tartışılırken mutlaka gezilmesi gereken geniş çaplı bir restorasyon görmüş tarihi taş köy evlerini de içine alan büyük bir kompleks .

IC MEKAN

Kompleks de Süleyman Demirel ve Şevket Demirel’in doğup büyüdüğü Müze Ev, Bilgi ve Belge Merkezi, Süleyman Demirel Vakfı, Şehriban Hatun Camii, arasta, helikopter pisti mevcut. Külliye içerisinde ki müze ve kütüphane de Süleyman Demirel’in memurluktan Cumhurbaşkanlığı dönemi de dahil çok sayıda belge, bilgi, eşya ve giysiler ile 126 bin fotoğraf, 46 bin kitap, diploma, berat, nişan, plaket, karikatür, maket, heykel ve halıdan oluşan binlerce obje bulunuyor. Süleyman Demirel’ in anıt mezarı, çevresinde dikilmiş sayısız sedir ağacı ile Çalca Tepe de yerini almış.

 

Isparta ‘da Yalvaç Antik kenti ziyaretçilerini beklerken, tarihi konaklar ve belediye meydanındaki tarihi çınarlar altındaki çay bahçeleri sizi kentin içinde dinlendiriyor. Restorasyonu bitmeye yakın Tıraşzade konağı en gösterişli konaklardan biri olup, bir anı evi gibi Yalvaç’ın nostaljik mirasını sergiliyor. En yakın fırından bulabileceğiniz ”mayasız ” denilen hamur ile Yalvaç çay bahçelerinde tavşan kanı bir çay içip yorgunluk molası verirseniz , değerli eserlerle ve zarif mimarisi ile Yalvaç Müzesini gezmeniz daha kolay olur.

MUZE

Gezimiz de Isparta’nın il sınırlarına dahil olmayan ancak Isparta şehir merkezine neredeyse yarım saat mesafedeki zamanında dillere destan Sagalassos Antik kentini görmeden dönemiyoruz. Burası Pisidia bölgesinin en güzel yerlerinden biri olan ve arkeolojik yaşı 12000 yıl öncesine dayanan bir kent. Toroslar ‘ın Köroğlu Geçidi bölgesi üzerinden Ağlasun’a yoluna gidince zirveye doğru tırmanırken gördüğümüz puslu sisli manzara ve ciğerlerimize çektiğimiz hava, bizi antik kentin atmosferine öylesine sokuyor ki bu kentin eski yaşayanlarına adeta imreniyoruz.

GOKYUZU

Büyük İskender’ in dahi fetih edemediği Sagalassos Antik Kenti zaman içinde yapılan kazıları ile eşsiz görünümünü öyle pekiştirmiş ki, suyundan serinleyebileceğiniz tarihi Roma çeşmesini ve antik şehrin devam eden düzenli kazılarını görünce binlerce kilometre aşıp Roma’ya gitmeye ne hacet diye düşünmeden edemiyor insan … Tarihi tiyatrosu, hamamı, balık pazarı ve kazılarda çıkarılan yüzlerce heykelleri ile her biri tarihin kilometre taşı olan bu kent, gerçekten bir Arkeoloji harikası olup görülmeye değer.

 

Isparta gül bahçelerinde başladığımız gezimize Isparta’ nın Lavanta bahçelerinin fotoğrafları ile tamamlıyoruz ki, bölgenin bize verdiği huzur ve güzel çiçeklerinin kokusu sizlere de ulaşsın ve nasıl bir ”Misk-i Amber ” diyarında olduğumuzu tarif edebilelim diye.

manzara

Köylerde yapılan gül hasadı ve gül turizmi yanında alabildiğine serpilmiş lavanta tarlaları ve lavanta turizimi de varlığını duyurmaya başlamış. Özellikle Keçiborlu’nun Kuyucaklı köyünün lavanta tarlalarındaki buram buram kokular yaz aylarında etrafa öyle bir yayılıyor ki, baharda gül bahçelerininkokusunu geçiyor. Uçsuz bucaksız lavanta tarlalarında gezerken burnumuza rüzgarla işlenen lavanta kokusu ve ortaya çıkan görsel şölen bizi olduğumuz yerden uzaklaştırıp , sanki sonsuz bir huzur ile zamansızlığa ulaştırıyor.

 

Yolculuğumuz sonunda, zaman dilimleri arasında gidip gelirken insanoğlunun ve bilim adamlarının hep merak ettiği ebedi hayat, zamanda yolculuk yada zamanda kaybolmanın formülünü bir anlamda çözdüğümüzü farkederken, yüzümüze yayılan geniş tatlı bir tebessüm ile ” Sadece düşünceden ibaret olup, Gül düşününce gülistan, diken düşününce dikenlik olduğumuzu ” iliklerimize kadar hissediyoruz…

ORMAN

DİĞDEM KAÇMAZ

Isparta -2017


YORUMLAR

Solve : *
22 × 23 =


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.